29.02.2020

Nöronlar Neden Ölür?


« Lan, Okumadın mı ? »

 

Türker Kılıç, Bau

« Ölmekte olan beyin hücresi önce diğer nöronlarla olan bağlantılarını kaybediyor. Bilgi işleyememek ölümün esas tanımıdır. »

Me :

1-    Yanlış -teknisist- bakış açısı! Ancak hyper bir makine datayı artık bırakmamacasına işleyebilir ve ölümü, olumsuzun gücünü tanımadan, ölemeden, yeni jenerasyon tarafından boşaltılıp ıskartaya alınır. Ancak seçici sentezlemeye muktedir İnsan her adımda ölümle yaratıcı olmak zorundadır

1a- Ne Dış Ne İç Data, Ne de İşleyen Sonsuzdur; yanıt-çözüm arayan optimal bir çerçevedir (insan, Av-Avcı Hayvan & yarattığı Kurgusal Hileli Çözüm Alet değildir); İşlevsel olan herşeyin işlevi aşılır (biter & Başka Moda taşınır). Nöron ölmez; Katili olan ilişkisel-Kurmaca Yapıntı Bağıntının onu & olasılığı boğması aslında boğanın intiharıdır

1b- Ölen bir nöron ilişkisellikten iki defa intikam alır; kendi katilini zehirleme & destabilize etme yolunu kendi ölümünde bulur: 1-Ölümü ortama saçılan kimyasal zehirdir; 2-Kırılgan ve de doğaya (=unutma, yenilenme) Karşı yapıntı kıymetli bir kazanımsa da feedback ile sağlamlaştırılmak için muhtacı olduğu  alternatif Olasıyı –işlevine katıp çalıştıramadığı, direngen- kaybeder!

2- Dolayısıyla "gerçek yaşam" ilişkiselliğin stabil mantığı gereği donmuş bir cesetten (corpus mortum, cadavrus) ibaret, yani ölüdür. Kümenin parçası olmayan heterojen öğe (isyankâr & işlevsiz nöron) imkansız-olası'ya yaklaştığı oranda Çağdaş Cinayete kurban giden olası bir dehâdır: Ölüm ise (varlığı ile yokluğu bir) imkansız-imkansız

3-    Atıl kalan ve/ya ölmekte olan hücre ontolojide potansiyel-reel'den ("reel olası"; Aristo) ziyade mantıksal "olası-olası" (sadece olası) kategorisine karşılık gelir. Diğer "işlevsel ilişkideki nöronlar" (Alter World) ise reel-reel'e teslim olmuş/ onu kurmuş; oraya hapsolmuş kölelerdir: Life

 

4-    Bu ontolojik kategoriyal ayrımlar Heidegger'in Dasein için ölüm tanımının zorunlu mantıksal sonuçlarıdır. Bu konuda açık bir bilgi için bakınız dün çektiğim "Psikiyatri" konulu videom: "La Pensée du Dehors, Essai sur l'Extériorité" (adres eklenecek). İlginize Tşk.

 

5-    Bu ve bunun gibi olmayan, ölü, imkansız, gıyabında, üçüncü tür (triton genos), "meonta", "deonta","dysonta","paraonta", « perionta » vb. kavramların geliştirildiği ve isim babası olduğum "Méontologie" (Doct. Seminaires) disiplini Verneinung (Freud), Dénégations (İnkârın İkrârları)/ apophantik yol üzerine kuruludur.

 

6-    Kısaca, ilişkisellik nöranlar bazında da bir « yazı » yani, « tehlikeli bir e k », doğada olmayana (uzun süreli plan ve hafıza) destek, « eksik » bir doğaya ikâme, (üst) yaşama hizmet eden bir ölümdür (düz yaşam olmayan).

 

7-    İlişki yokluğu bir nöron için olasılık olarak olasılık, öldükten sonra da imkansız olasılıktır. Hizmetli olarak ağda çalışmadan feedback ve/ya « association d’idées élargies et plastiques » (genişletilmiş ve esnek fikir çağrışımları) planında bekletildiğinde ise « reel-olası »dır. Seç beğen al.

 

8-    Ölen Nörona değil, Hangi işte kullanılmadığına üzülelim veya kendimizinkileri öyle kullanalım, yani isteme yetimizi doğru ve etik bir perspektiften belirleyelim.

 

9-    Bir anekdot : Liseliler oyun parkında spor aletlerine çıkmış eğleniyorlardı, içlerinden biri birden diğerlerine sigara varmı diye sordu, birisi bilgiçce cevap verdi : « lan kutunun üstünü okumadın mı, cinsel hayatı tehlikeye atıyormuş sigara », « diğeri de tasdik etti : « he ya » ; bizimkisi hazır

cevap, hemen yapıştırdı : « lan senin bi de ‘cinsel hayatın’ mı var ? »

 

10-                      Olmayana ağlanmaz, üzülünmez, varsın ölsün… Öyle bir şeyin « reel olası » olması için « ilişkiselliğin » kanun namına ve kanun koruyucu eşliğinde yapılması lazım, yoksa « imkansız imkansız » kategorisinde uyur durur, sonra da kanun karşısında son nefesini verir ve ölür (doğa : Nature morte).

 

11-                      Ama dediğiniz seks hayatı açısından çok doğru : « Ölmekte olan beyin hücresi önce diğer nöronlarla olan bağlantılarını kaybediyor ». Bana bundan yıllar önce bana şu ikâzı yapıp sonra da beni terk eden eski sevgilimin sözlerini anımsattı :

 

 

12-                      Şöyle buyuruyordu o zamanların fırtınalarında bilge Muhibbî/ Mahbube : « Önce işini, sonra evini, en son da beni kaybedersin ! ». Oysa ilk onu kaybettim, diğer kehanetleri de çıkacak diye korku ve yalnızlıkla yaşadım ondan sonra ; bir geri dönüş de alamadım, teorisinin geri kalanıyla ilgili olarak…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder