TUZUN
FENOMENOLOJİSİ : SALT & SALTIK
YAZIDAN
ÖNCEKİ YAZI OLARAK : ECZA VE BELLEK
ÖRGÜTLENMELERİ
Ersazt: ücret, bedel, asker, yaraya tuz basma, işkence, mumyalama: öncelikle
Afrika’da elzem. Hayvancılık, sepicilik, kuru et, konserve için -yemek için
değil- tam da yenmeyeni mumyalamak, ölümsüzlük, doğadan différer (öteleme), çalmak, muhafaza etmek, zamanı geriye almak, erteleme,
vade, borç: yani para! Değiş tokuş aracı
El cevap: ilk Ersatz tuz'dur (sel,
salaire, salines, tuzla, soldat,
soldier, salt, saltık, mutlak)
İnsanı insan yapan sembolik mübadele dünyasının kuruluşunda, bir ayağı
fiziko-kimyasal moleküler değiş-tokuş, hücresel yenilenme, iletişim &
karmaşık nöron bağıntıları için iletken olan "tuz", aynı zamanda ilk
karmaşık meta mübadelesinde değişimi tanzim eden criterium, altın ölçüdür.
George Simmel'in Philosophie de
l'argent kitabından çok önce Frenzci Paranın
Psikanalizi'ni yapmış ve onu tutumluluk, cimrilik, koleksiyon merakı, kendini
koruma, kabızlık gibi anal fonksiyonlarla ilişkilendirmiştir. Deniz kabuğu, boncuk
gibi doğal nesnelerin akçeye, sikkeye geçişteki ara (transitif) rolü...
Doğada hasat fazlasının saklanması her zaman sorun olmuştur, insanlık
topluca ekstatik (vecd) ayinlerle fazlanın ortak yok edilmesi merasimiyle toplumsal
bağın ürün ve metadan kıymetli olduğunu teyidle komünist-şizofren oluşa (devenir) girmiştir. Ancak daha sonra, paranoid tiranik (despotlar) krallar mağara ve duvarcılıkla
üstün geldi.
Güney Batı Asya Anghor ve Mısır Gizza Medeniyetleri baskıcı ve ruhani, öteki
dünya inançlı ve üretim fazlasını yakmayan, non-ekstatik, anal&genitalin
aile nomos bağlarıyla tabu sitemine bağlandığı parono-astral-ruhban bekaret
sistemine dayanırlar: Mısırda firavunlar yatay ensestle (kardeşler arası
evlenme) bağlıdır (re-ligio).
Mübâdele kültürünün insanın evriminde önceliği alan beslenmesi ve
barınması için gerekli nesne ve nesneleştirilen canlı, pişirilip dönüştürülen (çiğ ve pişmiş) sindirilebilir
nesnelerin "kullanım değeri"nden sonra geldiği fikri ortodoks marksizmin
de kaçamadığı doğalcı bir yanılsamadan ibarettir.
Tuz örneğini emsâl değerine yükseltmemizin sebebi
onun bir yandan biyolojik yenilenme ve tekrara öte yandan da mutlağa (saltık),
sonsuz muhâfaza edilebilirlik, değişmezlik (immuabilité), zamanın ve doğanın tersinmez yönünü tersinir (révérsible) kılmaya yarayan bir talisman (tılsım) gibi işlev görmesidir: Zamanından
önce "yazı".
İzin yinelenebilirdiği minimal tanımıyla resim-çizgi-oyma-yazı-totem
işareti uzamsal görsel yordamlarla zamanı uzamda sabitlemeye veya yeniden
üretmeye girişirken, içsel zamanın çift eklemli yinelenebilir
iletişim çığlığı, dil-ağız-burun kimyası yoluyla uyarıcı tuzlarla belleği
eğitmiştir.
Salt, saflaştırılmış aşırı iletken, aşırı uyarıcı
kristal, belleğin (geçmiş) & şimdi-aşırı ön görünün (gelecek) önünde
gitmeye izin veren ufku, şimdinin noktasal uzamında enine boyuna esneten (dis-tension) tuz, saltıka, zaman-aşırıya yönelime sevk eden
kimyasal uyarıcıdır.Yazı da bir esrar-farmakon, saltık’tır!
Salt-tuz içsel kimyada geriye ve ileriye yönelik bireşimlerle zihinsel,
hayal kurma ve hayalle problem çözme, hayalle hükmetme, hayalle « bir şey »
(hayyan, ölü ata, tanrı, cin) haline gelme, hissetme gibi içsel zamana ait
süreçleri "yazarken"; uzamı uzamlayan totem-işaret yerleşimi ev &
av uzamını çizer: Bir dünya mübâdele’dir söz konusu olan...
Ağaç dallarına veya çömleğe gergef gibi gerilen sepilenmiş,
tahnitlenmiş deri, post hayvanın ruhu üzerine tam bir hakimiyetin kurulduğunun
sesli, ruhu titreştiren, salta canlandıran nişânesidir: davul & dans!
Hayvanda kemik, boynuz, diş, göz, toynak, dil, cinsel organ, en değerli mübâdele
nesneleridir.
İnsani evrimin akışında (insan durursa ölür; değişmek, mübadele etmek
ve sabitlemek zorundadır her daim) salt-tuzu saltığa giden basamaklarda her türlü
kullanımı kullanıma açan sihirli formül-kristal-farmakon-yinelenebilir bir ölümü
geri alma, doğadan kesin olarak çalma & kurtarma, muhafâza makinesidir.
Aynı yazı gibi...
Zaten bir dizi doğadan kurtarma, koparma, öldürme, ezme, toz haline
getirme, hassasını çıkarma, ateşte yoğaltma, yakma, tütsüleme kimyasıyla
mübâdele zincirinden geçmiş salt & diğer saltık uyaran eczalar, ye/n/me
ayininden sonra geriye kalan talismanlar yazı & oyma araçları, yüzeyleri,
iz veya izin izi'dir!
Bütün hayvanlarda da ortak olan ve bir şekilde kendi kertelerinde
dengelenen « tuz-buz-kristal
dengesi» o halde insanda asla fiziko kimyasal sürecin ötesine geçen uzanımlarında
dengelenmez ve aslına rücu etmez (retour
sur soi), uzağa atılmış 9er9in bir ok gibi gözleri bağlı eros’un keyfi emirleriyle
evrilir mübâdeleler tarihinin, yani saf, salt ve saltığın,"Al-ilâh"ın avatarları...
Hamiş:
Buğün, 17 mayıs 2024; ve bu metni yazdığımı, yayınladığımı (tuzlayıp bir köşeye kaldırdığımı) tamamen unutmuş olduğumu onu tekrar bulunca dehşetle* fark ettim: zira, şu sıralar daha çok "horoz ibiği", "kabuk", kret (crète; la phénoménoloğie de la crète: bkz. "De la crétoloğie" filmim -2020 yapımı) ve "bioğonie" kuramıma odaklanmıştım.
Ancak "tuz kuramım" bu mayıs ayında da "Aux Yeux d'Autrui" romanımın sonlarında (4 mayısta yazımına başlanmış, 12. son bölüm**) bütün açık-seçikliği ile can alıcı bir pisti
(siğnes de souveraineté, sous lesquels les discours et les "styles" se composent, se symphonisent -ne serait-ce que dans- l'espace d'un roman à deux interlocuteurs isolés -saltık, tahnitlenmiş-),
bir anlambilimsel zinciri veya diziyi tamamlıyor veya açımlıyordu; ve bunu "eski" teorimi hatırlamadan, sadece "eidétique" özlerin kılık-kabuk değişim diyağramlarını
(bkz. "Roman ve Diyağram" veya "Roman Kuramım", yani -Ğevheri Tarihi adlı 2019 ekim-kasım aylarında yazdığım romanın bir "ek"i; bloğa bu tarihle ilğili bir sayfayı dün açmıştım)
izleyerek -fenomenolojik açımlama veya indireme metoduyla yapıyordu (Kretoloji kuramı ğibi -ki o yazılı değil, sözlü bir kayıttır- bu son romanın da bu bölümü de bir kahvede -toplum içinde, irticalen- planlanmadan, elyazmalarını temize çekerken,"ekleme-ğeliştirme-açımlama-şerh düşme/çıkma" metoduyla yazılmıştır.
Eklemeye ğerek var mı, bilmem ama "tuz kuramı" ve "kretloloji" (buna bu son romanı yazmaya teşvik eden Pontévia'nın Aby Warburğ'un bir sözünü -beiwerke- Almanca'dan çevirisiyle başlayan "aksesuvar kuramımı"da ekleyelim) ilimlerinin konusu, yani ideatum veya noema'sı (kabuğu değil, çekirdeği: "noyau") aynıdır.
Roman "tahnitlenmiş ceset"ler (sarcophağe), (koca filozof Sinoplu Diyojen'in İskerder'e rağmen içinde olmayı tercih ettiği) "delikli fıçılar", ve "konuşan heykeller" (cansız cesetler) filmlerinin -anlambilimsel dizisinin- bir uzantısı, zorunlu bir "ğeliştirme, yayma veya yoğaltma-condensation- yoğalma, odaklanma -indirğeme- havuzu olarak -kendi zihnimdeki ratio essendisi- olarak 4 Nisan 2024 ğünü başlar: bir sesle, "vuruş" (frappe), "Schlağe", "Anschlağe" ile "frappe de monnaie", altın veya ğümüş sikke basımı (selâ ve sancak -auréolé des oripilés- da bu dizidedir) sesi ile başlar (kurulur, stelt): Ğeschleht ve Ğestell, Ğesetz -bir devlet ğibi kurulur: Sancağında da muhtemelen "Ğuğnuk" kuşu olsa ğerektir. Hukuk kuşu veya Kuran'da ğeçen o put: Ğuğnuk.
Yani, frağmanter olarak ilerleyen kesintili, peryodlara ve ayrı zamansallıklara (morphè) bölünmüş, mekanda dağılı (espacement -aralanmış) büyük bir anıt mezar süslemesi (parerğonal kolonlar, sütunlar, parşömen tomarları -Ezekiel sütü,vb.) -arkeolojik sit alanı olarak "roman" ("Aux Yeux d'Autrui": "Ötekinin Nezninde" -eu éğard à..., rücksicht) kendisinden çok daha büyük, elle tutulmaz bir bütünün (kendi zihnim) ufak ama en değerli, merkezî parçasıdır.
Beiwerke, work in process'e dönüşür, bitimsiz (ölümsüz?) otobiyoğrafi olur. Sedâsı (Echo) kalır.
(*) Not içinde bir not daha (écrin içinde):
dehşet=horripilé
"Dehşete düşmek", dehşetle fark etmek... Tekrardan bulunca (hayalet ğörmüş ğibi) korkmak: Tremendum Dei veya Mundi...
Bu mayıs 2024'de yaşanan diğer "dehşet anı" da antikacıda rastalanıp evde incelemeye tabi tutulan tablonun incelemesi sonucunda ortaya çıkan 7/ 5 aritmetiğinden duyulan dehşet; yani bunun 2009'daki romanım Heft Penç'i bana -kendime- açımlaması...
Bu konuda ilğili ses kaydı ve ğörseller hazırdır; yakında video olarak yayınlanacağı kamuoyuna -cuma selâsı youyla- duyurulur.
Cuma 17 mayıs 2024
(**) Romandan alıntı:
"Se témoigner du signe
sous lequel un affreux et aveugle partage a eu lieu, au bord de la
fleuve: d'où le sel est
ramassé ; soldé, sale salé, to sell, sailing, saler. Voilà un objet d'échange
plus parlant que la
monnaie non-odore, car salé, (momifié ; tahnitlenmis) également. La
monnaie
frappé est impériale,
trop centraliste pour pouvoir être vérifiée dans son "nombre de
réceptions"*** (Annahmennungen) et contrôlé constamment
par les "rivaux", autres prétendants au noyau
de la souveraineté, seigneurs
féodaux ... Régions. C'est toute l'histoire l'Europe en un pinceau de
selle."
(***)"Alımlamaların sayısı"na hiç ğirmiyorum bile...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder