HAYALETLER VE
PRAKSİS LİSTEN!
"Hayalet" ancak canlı bir kişiye, bir özneye,
ilgilisine, kendisine bir vazife düşene, çıkarana, istemese de dert edinene, seçme
şansı bırakmadan musallat olan, yoksa böyle bir varoluş bulunmadığı takdirde de
mezarında kül olarak mineral döngüsüne dahil olan düşünsel bir akış-mecâzıdır.
Şizofreni gerçek bir hastalık, geç (uzun sürmüş) kapitalizmin
yan ürünlerindendir; içten içe teşvik ettiği bir nihilizmle (hiçbir imago'nun
paranoid kapanmaya izin verecek oranda stabl bir değere sahip olmamasıyla
parano-komünist-faşist rejimin ürünü paranoya karşı bağışıklık kazandıran bir
akış-mecâzı
Mesela parona-faşist Pentagonun askeri lojistik işlemleri
için icat edilmiş ilk web nasıl oldu da pısırık bir şizo-inek öğrencinin
kampüste parti için tanışma sitesi kurmasıyla bloke edilen yoğunlaşmış arzu
akışlarından kârlı & herkese hitap eden Demokratik Aşk-Siyaset-Haberleşme portalı
oldu? Kapitalizmle…
Buradan bir pastör-profesöre laf anlatıyordum; belki de
sizin konsillerinizin “Résurrection” deyip işin içinden çıktıkları şey, İsa'nın
moral öğretisini tersinden uyguladığın(m)ız için İsa'nın mezarında ters dönüp
tekrar tekrar mesajını hatırlatmak için hayalet gibi musallâtıdır, diye…
*
Herkes bedavadan Spinozacı ama; elemler, kederler, sazlar, nostaljiler,
hayaletler, aura'lar, metafiziğe gırtlağına kadar batmış romantik mutsuzlar; Hegel'e
göre "mutsuz bilincin solipsizmi". İki diyalog, ve hemen sarhoşluk,
hâni bedenin neye muktedir bize gösterecektin, noldu? Şekerin mi erimedi?
Bak işte ne güzel diyon, Zizek komünizmi o manada kullanmıyor, mecâz o;
evet o zaman küreselleşme de komünizmin metonimisi zaten; tutup da
enternasyonal'le, dünya vatandaşlığı'yla beyin göçünü meşrulaştırma yerine hoşa
giden praksisini seç bir bakalım ! Etik mi? Sınansın sensus komünistle...
Ha şimdi diyeceksiniz, ben öle praksisi hergün nereden bulayım, kendime
işi zor buluyorum, benim sevdiğim praksis beni sevmiyor, zorla praksis olur mu?
Sen de haklısın da, bir traş ol, nefesini aç, dişlerini fırçala, olmadı salaş
sanatçı ol: o zaman sana hergün praksis zaten; çanak çömlek...
"Hoşa giden praksis" de aptalca bir deyiş; zaten aynı zamanda
hoşa gitmezse o praksis değildir ki, görev ifâsı, ödev, ekmek için zorunlu
çalışma, parti programını uygulama, alt düzey militancılık, kullanılmaya müsait
olma, mutsuz birlikteliktir: Praksis aşk gibidir, tam sana uyar, sanadır!
Ha sen talebeysen gene Felsefe Tarihini çalış; çalış ama spor olarak
amatör çalış, şekerin eriyince (patlayınca) e biz de erimiş olacağız
bagajımızla; sonra bir baykuş gelecek yağmalayacak mezarı kazıp yok öle yağma!
Bu amprizmdir, kör tekrardır, ders=idealite alamamaktır: Sporun zararı!
Alıyon eline bir sanat nesnesi,yapıyon onun eidetik varyasyonunu, huşu
içinde; ama bilemiyon ki o eidetik seni oturtmuş oraya kendi (senin)
varyasyonunu yapıyor, eğleniyor senle: Ah, geç olmuş diyorsun, yatayım, yarın
ola hayrola, insanoğlu (yetkililer) bulur çaresini: Çocukluk hastalığı!
Praksis bulamıyorsan Ersatz'ları
var,kendine uyanı seçeceksin.Aslı gibi olur mu diyeceksin. Olur olur,zaten
aslını tam sen de bilmediğin için bu durumdasın; acele etme, oyalan küçük
praksisinle! Büyüğünü de Mehdi bekler gibi beklemeyecen, az ıkınacan, içinden
çıkacak Mehdi: Sanatlaxatif !...
Rodin'in "Düşünen Adam" heykeli sence ne yapıyor? Karikatürleştirme
dediklerimi: Andenken yapıyor. Geçmiş
deneyimlerin şematik zincirlerde film şeridinden daha organik kristaller
oluşturmasını seyrediyor (bir tür digital framework;
frayage, balayage, anamnesis yapıyor): Ee sen de bagajınla dene...
Praksis şahsi görünmekle birlikte sana ait bişi değil, nesnelliğe ait
bişi hiç değil; öznelerarasında nesne olmayanın kristalleştirilmesi, gün yüzüne
çıkarılmasıyla ilgili bitimsiz bir uğraş: Aristo'ya göre poisesis kırsalda zanaâtkar olarak da yapılır, ama praksise şehir
kurmak gerek
Gramchi'nin hapishanelere düştükten sonra anladığı gibi praksisi dar
militan çevrelerde değil geniş ittifaklar, bağlaşıklar, "hegemonik
blok"lar kurarak önce kafanda (hücrende) sonra da sahada yaparsan güzel ve
çok sesli verimli doğurgan olur; iki kişiyle olmaz yani: en az Üç gerek!...
"Theorema" (PP
Passolini) 68 ruhuna göre bir praksis'ti derler; bana kalırsa Visconti'nin Masumlar veya Lanetlileri de öyle bir praksisi karşı cepheden gösteriyordu; çok
şaşırmıştım yok edilmelerini görmekten: Tarih bazı praksisleri ezer geçer ama
unutulmazlar: Hayalet kişi değildir...
Kimi madlenleri bütün bütün götürür hatırlayacam diye obez olur, kimi alkolik;
kimi şeker erisin bi du bakalım der (Ahmet Güntan şiiri), kimi de kadayıfın
altını üstünü güzelce kızartır şerbeti verir demlenmeye bırakır (Erbakan); kimi
paranoyak olur delirir (İsmet Özel), kimi şizofren (İzzet Yasar) olur.
Not: "Sadece Zeki Müreni severseniz olağanüstü ne yapmış
olacaksınızdır, kardeşlerim?" (Pavlus, Önger Arkadaş). Onu zaten herkes
sever, önemli olan babanızı sevmek, sizden başkası onu asla sevemez; biliyorum
zor sizin için, ama olağan-insan-üstü belki böyle gerçekleşebilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder