BUNDESLIGA PHILOSOPHICUM
Leibniz, Kant, Schelling
Büyüsü Bozulan Bağbozumu ve Öznel İdealizm
« ama
şu an "olumsuzdan daha olumsuz, diyalektiğin kustuğu olumsuzlama"
üzerinden gidiyorum, farkında mısın? » (MB)
Sorunuzun şekil bulmuş somutlaşmış halini şimdi
sevdim: Schelling Leibniz bağıntısı… Schelling'in esas derdi, Kant'ın bilgiyi &
öznelliğin sınırlarını, nesnelliği tarifini, yeni gelmekte olan dünyanın
dünyevi & süfli halininin namusunu sadece görünüşte veya ırak bir temellendirmede
kurtaran bir formül olarak görmesi…
Kant-Schelling arası Felsefe dar
alanda uzun paslaşmalarla oynanmış harikulade bir Bundesliga macerasıdır: Felsefe
olmadan nefes alınamayacağı; hangi çağa ilişkinse o çağın paradigmalarındaki
krizlerinden yola çıkarak « kabul edilebilir », « makul »
bir platoncuğun Idea arayışına Kant darbesi! Söz konusudur.
Kant
ise sanıldığından fazla Kartezyen Devrime, yani modern özneye sadıktır; bu ise
Alman Romantizmi için burjuva-filistin süfli öznenin bölünmüş & mutlaktan
yüz çevirmiş halini veri kabul edip meşrulaştırma anlamına gelir. Ama Kant
gökbilimde leibnizci öğretiden de (modernite bağlamında) gerekli dersleri de
çıkarmasını bilmişti ; yani öznenin
bilişsel yetilerinin bu yeni hali karşında sürekli Koperniğin arkasına sığınan
bir Kant var ; ondan özne-sınırlı!
Leibniz'in
sınırsız sayıda monadının hepsi eşit & farklı şekilde sınırlı (individium); ama Kant kartezyen Res cogitans'tan
herkes için bir transandantal Benlik biçip dikiyor(Alman’a burjuva-deli
gömleği): Özne Schelling'te Tin, İde ile evlenip Kantcı bu gaspa karşı hak
talebinde isyana kalkışıyor.
Schelling,
Kant'ın İdeyi sadece yalın Aklın İdesi (Tanrı varsa onun için de geçerli
diyecek kadar kartezyen –ens intelligibilis- & aslında leibnizci: "Tanrı
bile incompossibilité'ye, karşı
gelemez") yapmasından rahatsız: kendinde Tanrı bir yana, madem o da yarattığı
ile aynı Fikirde (en azından Descartes, Leibniz ve Kant bu konuda « aynı
fikirde ») Dünya Tarihi İdesi=Tin=Özne, bunlar kolayca bir birlik içinde
uzlaştırılabilir (platoncu metexein’e
gerek olmadan)…
Kant'tan
Leibnize dönerek kurtulmaya çalışıyorlar (Romatiklerin sözcüsü Schelling) ama
Kant'ın gerisi Platon (mesmerisme); zira Leibniz'in penceresiz monadında
dünyanın tamamı karanlık olarak yansıyor,
ama bilinçsiz; o halde Tanrı'nın yarattığı bütün Dünya-Tin Tarihi görece,
sınırlı, üstü kapalı bir hakikattır.
Hakikat
ne Kantcı Doğada ne Saf Aklın bilgiçce İdesinde, ama dünyanın büyüsel, dinsel, mitolojik,
hristiyan & şimdi Alman laik tininde… Filozof madem İdeye muktedir; Spekülatif
Felsefe özne vasıtasıyla Tinin sınırsız hakikatine, sınırlı varolanları (portion) Sonsuz'a geri götürecek
varabilir=Leibniz’in Astronomi’inde olduğu gibi.
Yani
Leibniz'deki evrensel bütüncüllük, Monadoloji, Kant'ın bir modern
olarak acımasızca dağınık (çatışkılı, antinomik)
bıraktığı Kozmolojik, Psikolojik ve Teolojik idelerin tamamını kucaklayacak bir
Dünya Tini İdesine varmamıza izin veren devasa bir khôra, matris, döl yatağı,
rahman ve rahim olarak görülür ; ve Dünya, Doğa tekrardan Kant’la
kaybettiği büyüsüne en azından Almanya’da spekülasyon yapılan üniversitede,
filozoflar ve dahiler üzerinden kavuşturulabilir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder