Schopenhauer’da "Non datur Tertium"un
Tertium'u olarak Yaşama İstenci
Almanya'da Post-Kant Sürecinde Spinozacılık:
"Benim Felsefemin Spinoza ile ilişkisi Yeni Ahid'in Eski Ahid'le ilişkisi gibidir, ahlâkça üstündür"
[kendisinin Hristiyan ve Kurtuluşa inanan bir Felsefe yaptığının altını çizdikten hemen sonra:]
"Spinoza, eğer Kartezyen ikiliği teke indirgemiş ise, bunun esas nedeni "üçüncü halin olanaksızlığı" (Non datur tertium) ilkesine bağlılığındandır, benim Felsefem ise tam da bu "tertium", yani "yaşama istenci" alanına ışık tutar"
"Bu tertium'un, bizim kendi istencimizin edimi olan, kendisinden dünyanın doğduğu istenç ediminin gerçek varlığını ortaya koyan ilk kişi benim."
"Le Monde Comme Volonté et Représentation", 1890, Fr. çev., Félix Alcan, III. cilt, son satırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder