18.09.2020

Schopenhauer’da "Tertium" olarak Yaşama İstenci


Schopenhauer’da "Non datur Tertium"un 

Tertium'u olarak Yaşama İstenci


Almanya'da Post-Kant Sürecinde Spinozacılık:

"Benim Felsefemin Spinoza ile ilişkisi Yeni Ahid'in Eski Ahid'le ilişkisi gibidir, ahlâkça üstündür"





"Spinoza Panteist olmakla, yani Dünya ve Tanrı'yı birleştirmekle sadece Yahudi kalmamıştır, ama bunun korkunç bir delili de aynı Descartes gibi (zirâ Spinoza bütün ömrü boyunca Descartes'i öğretmiş, ancak yaşamının sonlarında, bu ikili dünya anlayışının hatalı olduğunu kavramış, ancak Kartezyenizme bazı noktalarda sadık da kalmıştır) hayvanları hiçbir hakları olmayan sadece kullanımımıza sunulmuş şeyler olarak görmesidir"

[kendisinin Hristiyan ve Kurtuluşa inanan bir Felsefe yaptığının altını çizdikten hemen sonra:]




 "Spinoza, eğer Kartezyen ikiliği teke indirgemiş ise, bunun esas nedeni "üçüncü halin olanaksızlığı" (Non datur tertium) ilkesine bağlılığındandır, benim Felsefem ise tam da bu "tertium", yani "yaşama istenci" alanına ışık tutar"




"Bu tertium'un, bizim kendi istencimizin edimi olan, kendisinden dünyanın doğduğu istenç ediminin gerçek varlığını ortaya koyan ilk kişi benim."

"Le Monde Comme Volonté et Représentation", 1890, Fr. çev., Félix Alcan, III. cilt, son satırlar.











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder