24.09.2020

Güç/ İktidar Bahsi

 

Güç/ İktidar bahsi:

 

“Güç her yerdedir, çünkü o bir kurum, bir yapı, bir aidiyet değildir. O, karmaşık stratejik durumlara verdiğimiz isimdir. »

                                                                 Michel Foucault

Me :

Güç saftır, çünkü güç olduğunu bilmez; açar, açar; ne görülmek ne de bilinmek arzusu vardır. Ondan tapılınabilinir.

İktidar ise zayıfır; temkinli, ürkek, kollayacak, kolaçan edecek yandaş arayan, ilk fırsatta açığını yakalayıp alaşağı edecek sözde dostlarla çevrilidir.

Kült, yastır.

 

Saf hiçbir şey varolamaz; güç güce sahip olan için sadece bir "kudret" (yapabilme ve/ya olabilme niteliği); idrak-ı muhtelif (Manifold, Çeşitli'nin görücüsü, saf intuition için) ise éclat de la présence fuyante (kaçıp giden mevcudiyetin saf görüsü) olarak "fleurise" (çiçek açar).

 

He :

Foucault’ya göre güç, hakikat ile ilişkilidir ve “güç her zaman işbaşındadır”. Eğer böyle işe evet gücü kullananın kötücül olmasıyla ilgilenmek daha makul.

Bu durumun gücün sosyal ilişkilere gömülü olması ile ilgisi var mı? Sınıfsal, politik, mücadele ile... nasıl elde edilirse edilsin saf bir biçimde kullanılma ihtimali var mı? Platon gibi sadece nasıl kullanılması gerektiğine değinip geçsek daha mı iyi olur? sorular sorular.

 

Me :

Gücün kötücül olması (ki çoğunlukla öyle olur veya öyle sanırız) güçle ilgili değildir, güçsüz, hakiki olmayan, zayıf olanın gücü kulampara haline getirilmesi ile ilgilidir. Güç, enerji değildir; energeia’dır.

 

Güç, hakikat ve onun karşıtı (Dünya) ne varsa hepsinin üstünde, altında, berisinde, evvelinde ve ahirinde'dir. Tek ölümlü olan şey güçtür. Güç açık havada solar veya parlar. Güç dünyanın ether'i, saf amonyak, idrâk idrar, kalpte bir püsürme, kaçak, zâlim ihtiyarın son pis nefesi!

 

Hapishaneler veya Cehennem saf gücün arı usunun eleştirisini Çarmıh'ta (dövme, hastalık, humma, cinnet), yani çivilendikleri Zaman ve Ampirik Toplumda denemiş ve evet  sadece denemiş Masum ve Mağdur'larla doludur. Huzur evleri ise, Şeytan'ın son barınağı, Arâf; Tanrı yüz çevirir.

 

"Tanrını Seçeceksin!"  Bize teoloji ve özgür, ama özürlü, irade doktrinlerinden kalan budur; Tanrı, Truva'daki Helena helâda sıçarken maskesini gözüne takan Apollon kadar insana duyarsız: "noli me tangere, edepsizliğiniz diz boyu, ama benim kutsal kademime kadar daha varmadı" ayeti!...

 

Bu dünyayı yaratan Tanrı, sadece yaratma ile mükellef bir memur idi, ve gücünü yaratma eylemi sırasında tüketti, İyi Tanrı henüz müdahil bile değil, hatta haberdar bile değil bu gaspiyaj’dan (gücü boşa kullanmak -voie lactée, süt yolu, tohumun boşa fışkırması, semâ, ilk ilksel sahne)…

*

Keşke her filozof için böyle ufak sıkıştırma, kışkırtma sorularımız ve mükemmel görsel yanıtlarımız olsa idi elimizin altında... Ama onlar zaten her tür eleştiriyi öngörerek yazdıkları için 'logos'tan sorumlu memurlar idiler: "fonctionnaires de la philosophie" (felsefenin memurları) diyordu Kant.

*

« Güç » bahsinin sonu ve Batuhan Demir’e bir cevap :

[Sünnet derisinin yasını tutamayan (ki tutmaması -tam da en şaşkınlık verici din buyruğu bu- ve benzeri her şeyi unutması için ona sınırsız ve ön sevişmesiz hızlı döllemeler, tecavüzler vaad eden Tanrının ayak direyen köylü hınçlı ısrarı) hiçbir cinsel objede özne olamaz, olmamalıdır.]

*

Gılgameş'ı filan bırak, Davud ile Süleyman meseli çalışmak yerine (Gethto'sunu kızdırmamak adına), zavallı Davud heykeli üzerinde söylemini estetizme boğan, göründüğünden daha zeki bir Freud eğer var ise (ki var) varsayımı üzerinden Jung'un arketipiğini gıdıklamak bir anakronizm değildir.

 

*

 

20 sept 2020

Ce qu'on oublie sans avoir jamais su si l'on n'est pas assez avisé ou prompte à refaire, il y a un monde, et oui, cherches à le retrouver, même son état de débris fulminant, grouillant des effets infects, y a du monde, trop larcin, trop laid pour qu'il soit créé,/aie mérite d'être détruit…

 

Si seulement, et oui si seulement on m'avertissait du moins que rien, je le saurais de toute ma force, et je répondrais, et oui je répondrais sans trop réfléchir, et dire oui, mais oui, pourquoi pas, mais personne, personne ne m'a averti, et c'est injuste, je vous aurais avoir sus.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder