Güç/ İktidar bahsi:
“Güç her yerdedir, çünkü o bir kurum, bir yapı, bir
aidiyet değildir. O, karmaşık stratejik durumlara verdiğimiz isimdir. »
Michel Foucault
Me :
Güç saftır,
çünkü güç olduğunu bilmez; açar, açar; ne görülmek ne de bilinmek arzusu vardır.
Ondan tapılınabilinir.
İktidar ise
zayıfır; temkinli, ürkek, kollayacak, kolaçan edecek yandaş arayan, ilk
fırsatta açığını yakalayıp alaşağı edecek sözde dostlarla çevrilidir.
Kült, yastır.
Saf hiçbir şey
varolamaz; güç güce sahip olan için sadece bir "kudret" (yapabilme
ve/ya olabilme niteliği); idrak-ı muhtelif (Manifold, Çeşitli'nin görücüsü, saf
intuition için) ise éclat de la présence fuyante (kaçıp
giden mevcudiyetin saf görüsü) olarak "fleurise"
(çiçek açar).
He :
Foucault’ya göre
güç, hakikat ile ilişkilidir ve “güç her zaman işbaşındadır”. Eğer böyle işe
evet gücü kullananın kötücül olmasıyla ilgilenmek daha makul.
Bu durumun gücün
sosyal ilişkilere gömülü olması ile ilgisi var mı? Sınıfsal, politik, mücadele
ile... nasıl elde edilirse edilsin saf bir biçimde kullanılma ihtimali var mı?
Platon gibi sadece nasıl kullanılması gerektiğine değinip geçsek daha mı iyi
olur? sorular sorular.
Me :
Gücün kötücül
olması (ki çoğunlukla öyle olur veya öyle sanırız) güçle ilgili değildir,
güçsüz, hakiki olmayan, zayıf olanın gücü kulampara haline getirilmesi ile
ilgilidir. Güç, enerji değildir; energeia’dır.
Güç, hakikat ve
onun karşıtı (Dünya) ne varsa hepsinin üstünde, altında, berisinde, evvelinde
ve ahirinde'dir. Tek ölümlü olan şey güçtür. Güç açık havada solar veya parlar.
Güç dünyanın ether'i, saf amonyak, idrâk idrar, kalpte bir püsürme, kaçak,
zâlim ihtiyarın son pis nefesi!
Hapishaneler
veya Cehennem saf gücün arı usunun eleştirisini Çarmıh'ta (dövme, hastalık,
humma, cinnet), yani çivilendikleri Zaman ve Ampirik Toplumda denemiş ve
evet sadece denemiş Masum ve
Mağdur'larla doludur. Huzur evleri ise, Şeytan'ın son barınağı, Arâf; Tanrı yüz
çevirir.
"Tanrını
Seçeceksin!" Bize teoloji ve özgür,
ama özürlü, irade doktrinlerinden kalan budur; Tanrı, Truva'daki Helena helâda
sıçarken maskesini gözüne takan Apollon kadar insana duyarsız: "noli me tangere, edepsizliğiniz diz
boyu, ama benim kutsal kademime kadar daha varmadı" ayeti!...
Bu dünyayı
yaratan Tanrı, sadece yaratma ile mükellef bir memur idi, ve gücünü yaratma
eylemi sırasında tüketti, İyi Tanrı henüz müdahil bile değil, hatta haberdar
bile değil bu gaspiyaj’dan (gücü boşa kullanmak -voie lactée, süt yolu, tohumun boşa fışkırması, semâ, ilk ilksel
sahne)…
*
Keşke her
filozof için böyle ufak sıkıştırma, kışkırtma sorularımız ve mükemmel görsel
yanıtlarımız olsa idi elimizin altında... Ama onlar zaten her tür eleştiriyi
öngörerek yazdıkları için 'logos'tan sorumlu
memurlar idiler: "fonctionnaires de
la philosophie" (felsefenin memurları) diyordu Kant.
*
« Güç » bahsinin sonu ve Batuhan
Demir’e bir cevap :
[Sünnet
derisinin yasını tutamayan (ki tutmaması -tam da en şaşkınlık verici din
buyruğu bu- ve benzeri her şeyi unutması için ona sınırsız ve ön sevişmesiz
hızlı döllemeler, tecavüzler vaad eden Tanrının ayak direyen köylü hınçlı
ısrarı) hiçbir cinsel objede özne olamaz, olmamalıdır.]
*
Gılgameş'ı filan
bırak, Davud ile Süleyman meseli çalışmak yerine (Gethto'sunu kızdırmamak adına),
zavallı Davud heykeli üzerinde söylemini estetizme boğan, göründüğünden daha zeki
bir Freud eğer var ise (ki var) varsayımı üzerinden Jung'un arketipiğini
gıdıklamak bir anakronizm değildir.
*
20 sept 2020
Ce qu'on oublie
sans avoir jamais su si l'on n'est pas assez avisé ou prompte à refaire, il y a
un monde, et oui, cherches à le retrouver, même son état de débris fulminant, grouillant
des effets infects, y a du monde, trop larcin, trop laid pour qu'il soit
créé,/aie mérite d'être détruit…
Si seulement, et
oui si seulement on m'avertissait du moins que rien, je le saurais de toute ma
force, et je répondrais, et oui je répondrais sans trop réfléchir, et dire oui,
mais oui, pourquoi pas, mais personne, personne ne m'a averti, et c'est
injuste, je vous aurais avoir sus.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder