3.09.2020

"Dünyanın Yarısı"

 

« Dünyanın Yarısı »

(veya « Boşa Çıkarmak » olarak Düşünmek) 

 

Bir yanıyla da iyi oldu "dış dünya" diye bir şeyin artık olmaması; onun "gerçekliği"ne ilişkin eski felsefî soru ya kadük kalacak,ya da başka türlü sorulacak:"...yerine" tweeter var, denecek.Bir perde daha kapanmış olacak; mağarada, başka bir monad mümkün mü? diye soramadan yerine hazırı konacak

 

Nasıl Aydınlanma "yarım kalmış bir proje" idiyse, dünya da öyle, yarısı okunmuş bir kitap gibi yarım kalacak, hatıralarımızda yaşayacak; eski bir çocukluk anısı gibi, ya da hastalıktan iyileşme, nekâhât rehâvetinde, gevşeme anlarında, yaşasaydı ne olurdu acaba diye tahmin yürütülecek.

 

İsa da zaten dünyayı yarım bırakarak gitti (teoloji boş -kenos- bıraktı diyor);ya çok erken geldi ya da çok geç;hoş Adem ile gelse, Habil'in Kabil'i öldürdüğüne tanık olsa, dünyanın yarısının boşaldığını yine görecekti; aynı hesap. Dünya başından beri yarısı boştu. Alın Sokrates!

 

Symposium'da (Aristophanes) aynen bunu söylüyor: insan önce tamdı (hermafrodit idi), ama dünyaya yarım olarak geldi; yarısı boş...

Tam olsa zaten kıpırdayamaz; hareket, arzu, yönelim, pişmanlık, hatırlama, melankoli, düşünce de olamazdı.

Yarımız diye düşünüyoruz*. Dünya sürekli inşaat halinde!

 

Düşünmek de khôra (kor, köz) halinde boştan alıp doluya koymak, doludan alıp biraz boşa koymak, boşa çıkarmak, boşa düşürmekle** icrâ ediliyor.

"Büyücü Çırağı" bestesindeki gibi, ustasının yokluğunda sihirli kelimeyi telaffuz etmiş ve dolma-taşma-kova döngüsünü durduramayan çırakız!

 

Belki dünyanın erken yerleşime açıldığı, aynı Gazi Magosa gibi yerleşime kapatılması fikri öne sürülebilir; sonra duruma bakılır... Nasılsa petrol türevleri sentetikler yok olmayacak, onlarla sonradan birşeyler yapılabilir. Şu an için aynen devam etmenin bir anlamını göremiyorum.

31 Ağustos 2020


 (*) Kierkegaard bir aşk ile eros'un erotiğinin birbirine karıştırılmaması gereken yerde (Tanrıların seyri, eğlenmesi için) tam da bir "Üçüncü"den söz eder (Tiers):



(**)  Bu ex-pression, ex-primer, hatta ex-position’dan (sunu ve maruz kalma) daha farklı; Almanca hinausziehen’de (ausziehen: soymak, çıkarmak) hem “dışarı çekmek” hem de “ertelemek, geciktirmek, uzatmak” anlamları var; ayrıca Hingabe “fedakarlık” (eylem halinin substantifi, adılına Hingebung denilebilir) ; hingeben de “feda etmek, hediye vermek, gözden çıkarmak” anlamlarıyla konuya dâhil oluyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder