29.03.2020

Notre Monde Immonde -Intrigue



Fictions Philosophiques, et autobiographique; et l'intrigue (drame, trame) de la vie (noeuds lacaniens), le désir et le commerce dans l'intersubjectivité -Hegel, Levinas, Heidegger, Marx.

Philosophie à l'école bouissonnière

Du "Médicin de Socrate" de P.Valery au "Protocole de médication" qui abolit la Médicine et les médicins, des Etats "copy-paste" (copieux de l'un à l'autre), préparatifs à G5...

Database/Ran le 28-03-2020

28.03.2020

Peut-on Sortir de la Représentation ?




Peut-on Sortir de la Représentation -à quatrième puissance ? (débat entre Sollers et Derrida)

Sur la fonction de quatrième côté dans l'hypothèse perspectiviste du voyeurisme de la "théâtre -dite-à l'italienne", et les structures juridiquement différents des autres dispositifs (Panopticon) de voir et de faire voir (espace haptique -tactile- /espace optique -Deleuze)...
 

Qu'en est-il du droit inscrit comme écriture dans l'architecture de l'urbanisme dans l'intersubjectivité du perspectivisme de la perception d'emblée constitué par un horizon de multiplicité, sans noyau (point de vue privilégié monocentrique) précis, d'où prennent leurs ressorts la répression et le contrôle, regard inhibiteur ou libérateur, salutaire, etc. L'intrique ontologique...
 

Philosophie à l'école bouissonnière
 

Database/Ran le 27-03-2020

27.03.2020

Uzaktan Eğitim : "LEIBNICII COMPENDIUM"


UZAKTAN EĞİTİM : Bir Örnek
 
LEIBNICII COMPENDIUM

 

Bbbb, 19 Şub 2020 Çar, 10:49 tarihinde şunu yazdı:

 

 

Hakan arkadaşım, sana 1doktora öğrencime gönderdiğim soruları gönderiyorum.

 Kendisi böyle 1 tezi yazmamak için Aristo ve Descartesle sınırladı kendini, dahası "hukukta ve retorikte ispat problemiyle" uğraştı durdu yıllarca (tanrı ispatı söz konusu olduğu halde: "ispatın iddia sahibinin ispatlama yükümlülüğünde olduğu", "ateistin yokluğu ispatlaması gerektiği" gibi bir retorike saplandı bu kafa.. Derrida yapsa eğlenceli olabilirdi; ama bence -içine şeytan kaçmış- iyi niyetten ve konunun özüne gitmekten yoksun tezle 10 yl harcadı.

 

volens ve nolens açısından bile 1 ilk değerlendirme olabilir, ama Leibniz de dahası var gibi...

 

 Not. bilkentte doktora adayı tezi bitirse bile ek olarak meşhur bir dergide tezden türetimiş 1 makalesini bastırmadan (kabul) savunmaya sokulmuyor.

 Bu tam bir makale konusu; ama tez bitince sağlam olur, di mi?

 seni de dinleme isterim bir ara..

 *
 Sana sınav sorusu:

  Leibniz'in causalité anlayışı ile Aristo ve sonra da Descates i karşılaştırınız;

 Leibniz'deki yeniliği kendi başına ve öncekilere göre değerlendiriniz; sizce bu yenilik hangi problemin çözümüne denk gelmektedir? yoksa genel bir keyfiyetten mi ibarettir?

 

 -Leibniz de bu yenilik varsa ve neyse. bunun;

 

 a- genel mantıktaki yeri ;

 b-kozmolojideki (fizikte) yeri

 c-psikolojideki yeri (insan anlayış ve beklentileri)

 d-tanrının zatı ve ona ilişkin çıkarımlarımızdaki yeri

 e-son erekler veya eskatoloji (dünyanın amacı, bilinebilirliği) açısından yerini

 

 ayrıntılı olarak tartışıp -varsa- saptayınız.

 

 Tek soru 100 puan. Süre1 ay/ 1 YIL

 

 (eğer Leibniz tezden çıkarıldıysa da kısa bir cevap, görüş, hipotez belirt; tezde ise bölüm düzenle;ya da bir öğrenciye bu konuda lisans bitirme tezi yaptırsan nasıl yol izlerdin kağıt üstünde)

 

 Kolay gelsin
****
24.03 (Sal) , 02:38

 

Hocam merhaba,

nasilsiniz? Iyi olmanizi temenni ederim. inanin ben de bugun sizi aramayi dusunuyordum. Tezimin ilk bolumu bitti. Aaa hocaya yollamaya calisirken sizin bu maili gordum. Kusura bakmayin icsel dunyamda Leibniz, disarda corona beni benden aldi. Hemen su an kisaca bildikleimi ve dusunduklerimi kisaca paylasmaya calisicam.

 

Baslangic sorusunda su an için konuyla ilgili olarak Aristo ve Descartes hakkinda bildiklerim sinirli, ancak Leibniz baglaminda Aristoda dikkatimi ceken ve , veya, ancak ve ancak bazli mantigi ; yani ozdeslik, celismezlik ve ucuncu durumun imkansizligina dayali mantigiyla Descartesin mv uzerine kurdugu uzamli model, Leibniz cok daha kapsamli.

 

Leibniz in mantiginda evet ile hayir in arasina  sonsuz derecelendirme , Descartes in kuvvet teorisini de gelistirerek mv2 haline getirmesiyle de kisi yapip ettigi eylemlerin icersine accidental ( turev kuvvetler) i sokarak ayni sekilde sonsuz eylemde bulunma ve karar cesitliligi sokuyor. Benim anlayabildigim bu sonsuzluk her kesitinde de sonsuzca alt bolunmelere sahip ve tout est lié. Dolayisiyla gerek Tanri acisindan gerek kul acisindan zorunluluk derecelenmis, hipotetiklesmis oluyor. Ve Leibniz acisindan zorunlu hakikatler ve olgusal hakikatlere bagli causalité varken, bunun yanisira kisi fizik dunyadaki apperence lari ( accidentales) perfectionu olcusunde dogru ya da degerlendirip causalite nin icinde sapmalar gosterme ozgurlugune sahip. Yani onun imperfectionu onun ozgurluk alani gibi de gozukuyor. Ancak ne zaman ki kisi fizk dunyadan yani experience dan kendini cekip kendi ic dunyasina ( gerceklige) moral alana gecebildiginde asil causalite alanini yani effet-cause iliskisi gorebilyor. hakikatlerden kendini kesfetmeye ve ordan da kendisinin yaratan varligin idrakine ve Tanri karsisinda kendi pozisyonunun idrakine variyor. Bu baglamda tam da causalitenin bir parcasi ( perfectionu olcusunde) oluyor, ve Leibnize gore de asil ozgurluk budur. Digeri libre arbitre. Burda asil benim dikkatimi ceken Spinoza. Leibnizin deyimiyle bizler Tanrinin bir modifikasyonlariyiz, yani zorunluluk hakim. Bu acidan da Leibnizinki yeni bir versiyon gibi duruyor. Leibnize gore ise benim anlayabildigim, bu acidan bizler adeta Tanrinin akilli modifikasyonlariyiz. Yani Leibniz zorunlugun içine bile ozgurlugu yerlestirmis, tersi da dogrudur. Leibniz' tanrinin attributleri ve formlari vardir diyor, ve proprieteleri ya da affectonlari ile agir eder diyor. naturel dunyada bu affectionlari dagatacak, yayacak ki? Tabii ki ben. Affection bir anlami da sevgi. Dolaysiyla evrendenin tout est lié  olmasindaki tutkal bu acidan sevgidir, tanridan yayilan. Bizim tek yapmamiz gereken moral dunyada bu sevgiyi yakalamaktir. L'amour desinteressé. O zaman ozguruz hem de causalite ye tam anlamiyla saygi duyarak, idrak ederek.

 

BU baglamda;

 

a) Leibniz bana gore yapay zekanin da oncusu sayilabilir. ( fuzzy logic). O iki tamligin arasindaki sonsuz derecelenmeye gitmistir. Burada yine araya perfection konusu giriyor. Biz derecemiz nispetinde istedigimiz eylemde bulunabilecegimiz gibi bizatihi kendimiz de bu derecelenme icinde bir derecemiz var. Tanri acisindan sonsuzluk icindeki sinirlilik ile bizler acisindan sinirlilik icindeki sonsuzluk. Dolayisiyla Leibnizin genel mantiga katkisi, her ne kadar sonsuzluk mantigina sahip olamasakda, sonsuzlugu sinirlilik icine hapsederek bir mantik yapabiliriz.

 

b) kozmolojide causalitenin bagli oldugu zorunlu, olumsuz hakikatlein fizik alana uyumlu olmak uzere hipotetiklesmesidir. Yani necessite absolu de derecelenmis oluyor. Butun mesele bizim bu derecelnemis necessiteden hakiki necessiteleri bulabilmemizdir.

[ek: b) ayrica bu sonu belirsize giden causaliteye bagli cause-effet iliskisi hipotetik fizik dunyada successiona yol aciyor, gecmis,simdi, gelecek baglantisi kuruluyor ve bizde temporalite algisi olusuyor. Freudun bilincalti  kozmolojide sujetnin nosyonuna denk gelebilir mi acaba. Zira biz nosyonumuzda sonsuza kadar icerilmis olan herseyi Tanri gibi sinirsiz olarak bilseydik, gecmiste yasananlara tum haliyle hakim olu gelecektede de sujenin yapip etmelerini algoritmik bir yapi icersinde ongorebilirdik. Dolayisiyla Leibnizde bilincalti direkt ve sadece Tanriya bagli, ilk neden olarak. ]

 

c) Daha once de bahsettigim gibi bence Tanrinin 3 onemli attributsu puissance, sagesse ve bonté, Freudde ki id,ego,superegoya karsilik geliyor. Tanrida bu yuklemler sonsuz oldugu icin ucude birbiriyle uyumlu ve birbirine hizmet edebiliyor. Bu tabir dogrumu bilmem ama 3 ude adeta identik ya da ayni seyin farkli aspect leri. Bizde ise sinirli ve olumlu varlik oldugumuz icin aralarinda bir hukumranlik catismasi var ve Leibniz de ki bu sonsuz dizilim, perceptions insensibles Freud deki bilincaltini cagristiriyor ve yine tout est lié ve causalite var her ne kadar biz idrak edemesek de.

 

d) Butun bunlarin baglaminda, biraz da Leibnizin disina cikarak onu bu konudaki anlayisini anlatmaya calisirsam.: Tanri var veya yok, bizler sinirli varliklar olarak kendimizi surekli kalibre edebilmek icin, nasil ki or; insaat yaparken dogru yapabilmek icin kerteriz, mastar, sakul aliriz. Kendimize de her bakimdan mukemmel bir referans almamiz lazim ki mumkun oldugunca dogru sekilde ozellikle manen kendimizi dizayn edebilemim. Yani Tanrinin bu uc onemli attribusu bizim ulasamiyacagimiz mukemmellik de ki referans noktamizdir. Diger yandan, bir yerde Tanri icinde monad diye soz ediyor. yani ilk ve unique monad, ilk neden. Oyleyse bir monad olarak nasil sonsuz algilarimiz varsa, bizler de Tanrinin ruhlar olarak sonsuz algilariyiz gibi de duruyor. Bunu tezde yazmiycam Aaaa hoca beni oldurebilir.

 

e) Bu konuda Leibnizin cesitli imalari var. Dieu=agir=se sentir. Baska bir yerde il se regle diyor, baska bir yerde il se communique diyor. Bu konu da aramizda kalsin:)). Tanri existe qu'il est possible olmasi ki benim burdan da anladigim tum possibleleri yaratan ilk possible, dolayisiyla zorunlu varlik. Oyleyse onun possible tarafini yansitan ve hic bir seyden munezzeh olamiyacagi icin gerek duysun yada duymasin butun zatinda mevcut olan necesiteleri, degismezleri hipotetiklestirip entendement inda sonsuzca kapali bir cevrim saglayarak, il se regle  ve se sentir oluyoir gibi duruyor

 

Hocam butun bunlari su an icin kafamda ne varsa hicbir kaynaga bakmadan yazdim ki onemli bir hata yanlislik varsa ltf bana yazin. Tez asamasinda bana cok yardimi olur. Ya da genel anlamda olumluysa Aaaa’da doktora yapmaya tesebbus etme cesareti bulacagim:)

 

Saygilarimla,

 

Hakan

Kierkegaard Online


Les Chemins de la Vie, à Bâton Rompu

Tâtonnements

Si l'on se Fie aux "Stades (Chemins chez Sartre) de la Vie" de Kierkegaard (Esthétique, Éthique, Religieuse/ Foi), surtout à son ordination de successivité qui semble contredit l'expérience de plusieurs "modernes" qui commencent par croyants, déliés, finissent par athées supposés, je+

n'ai de "confession" que publique, une religion esthétique qui s'avère d'être autrement éthique dès qu'elle touche ou touchée par "publique" (masse informe, y compris ceux qui ne sont pas encore nés, et pour cela, attendent ma sortie de scène publique: une Bezeugung présupposant incogni-DoN

Et pourquoi donc pas "citoyens vivants" comme publique à qui je parle à peine en leur langue qui est aussi la mienne (Principe insuffisant), encore moins aux "français" avec qui je ne partage que le destin (Destin-errance-des-envois: Ge-schick-lichkeit, Derrida/Heidegger) FrancoPhonè

Et donc mon ecclésia est trop hétéroclite pour être acolyte ou acoulothon, accompagnateur d'une église ou d'un Temple de Jupiter plus aquatique et inspirant, et je n'ai (eu) pas le temps accordé pour s'unir enfin ein-Geschlecht [1] (Trakl), en vaine dispersés donc mes germes en Donation abondante

Difficile question à poser donc et à Kierkegaard et à Lacan, deux ou trois (Matta) réunis sous Témoin et jurés: De quels des "écorchés" sont in-circoncis, et de quels des "S barrés" en barrette et en masque sont-ils à dé-couvert, sans couvre-chef une Paque d'affliction de Paul, Pierre, et Moi

Et de là, mon "publique" à venir, évalueront de quelle Stade ou du Studium en Gymnase, en Lycée, ou du Discours de Rectorat, en Torah, en Thorax, en Coran en Corde, et franchement en "franc parler", depuis laquelle GrundStimmung je m'adresserais-je, ou ai eu déjà adressé sans re-spondere?

M'acheminerais-je encore dans ces Holzwege d'où échappent les nations toutes faites, inventées et puis sans terre d'exil à l'Étranger, dispersées aux quatre vents, où aucun Temple à Salomon, digne de Saba, en voie de construction n'est ni à l'horizon phénoménologique ni stratégico-militaire



[1] T(race) de Bezeugung en zeuge: Geschlecht im Denken.

Image de la Pensée




IMAGE DE LA PENSEE

Dédoublement de la Pensée en Écho et en Image, en forme et en contenu, une vidéo de performance philosophique non pas seulement sur l'image de la pensée et sur la trace, mais dans l'élément du cinéma, une pensée se déroulant en image et en écho. C'est ça la différence entre un philosophe "filme" et un film de philosophe comme l'apprenti de performativité en image et en écho: forcément un "Chant de Narcisse" qui s'exorcise et s'acquitte en legs, en trace, dans la traçabilité du trait (grammè) cinématographique. T(race) de Bezeugung en zeuge: Geschlecht im Denken.

 
DATABASE/RAN LE 26 MARS 2020

26.03.2020

ContrePoints AmaGrammes SurFaces : InterFaces


ContrepointS  à ce quoi n

s ne sms qu'aMaGrammS[1]

 

J’ai fait un rêve cauchemardesque où j'étais le seul homme qui est resté, qui soit humainement possible, et où tout le reste n'était que soit de l'humain "augmenté soit du "diminué", et je livrais dans un vaisseau spatial à moi seul, un vaccin à l'humanité éteinte: CorVizaR26-320

Derrida écrivait que dans l'époque où Freud était en train de forger sa psychanalyse, en correspondance intense avec les autres au sujet de contenu et de forme de leurs rêves, s'il/ils se disposait de nos moyens de communication instantanée, courriels électroniques ou autres: Imaginez

l'aspect, et la forme et l'étendue qui aurait dû prendre ce qu'on, tout bonnement appelle "la technique" de la psychanalyse, limitée à l'époque par la modélisation scripturale qu'est "le bloc magic" (et poèmes à Queneau, à e.e. Cummings?), imaginez-là une psychanalyse sans tête ni queue!

Sans le secours bienheureux, au début du siècle de Saussure, avec ses analyses d'anagramme, et d'un tel éclatement de qu'on appelle encore tout boniment "de la littéra/türe", et sans secours d'une jeunesse dévoilées en éclat de signes, les meilleurs théories n'auront pas eu lieu.

Notre optimisme s'endosse et s'ombre d'une autre réalité sombre qui ne manque pas de nous presser, c'est que nul n'a le temps, ni la gentillesse ni la courtoisie, ni "l'application"(!) due ni l'éthique exigée d'une telle tâche et Tout est voué/promis à la destruction: Nihil, sinon Prière

Et pire encore, décourageant ou encourageant nos efforts, nos "Fors/Fort intérieurs", toute épistémé, tout paradigme, tout discipline s'ébranle à la veille éveillée à la veillée du Poète où stigmatisent toutes les vagues qui divaguent en "contrepoint" de ce à quoi ns ne sms qu'aMaGrammS

C'est à la fois très logique & illogique: Nous sommes dans nos sommeilles diurnes et nocturnes et en dansant et traçant des lignées de nos propres traces que nous nous avançons dans la tracée de traçabilité en traces de "je ne sais plus"; et ce "plus"(non plus & SurPlus) qu'est Trace

 

Non, nous ne sommes pas des fades copies de nos ainés, mais nous ne savons pas encore que faire avec ce concept de trace inédit, déduit autant de la psychanalyse que des autres efforts (Deleuze, Levinas, Benjamin, Foucault et bien-sûr de Derrida qui nous reformulé),

dans le domaines juridiques, politiques, et même dans toute l’étendue de l’art , et pour dire brièvement dans le domaine de décision (jugement) responsable et de réceptivité en général, qui semble résister derrière les anciens paradigmes devenues paradoxaux, et sans effectivité pour recevoir l’Ereignis,

alors que ces domaines beaucoup plus que la philosophie et la métaphysique éternelle, sont de part en part traversés sinon envahi, mais pour le moins, « habités » (hantées ) –(ETANT DES PRAGMAS PERMEABLES) par ce que nous appelons la nouvelle « technicité de la technique » (son concept) qui est déduit bien-sûr des analyses de GE-STELL  de dernier Heidegger, dont l’invention et le salut (acceuille) revient donc encore à la philosophie en tant que telle.



[1] In girum imus nocte et consumimur igni (on tourne en rond tout en se consumant dans la nuit)…

25.03.2020

Acı bir kayıp : "Dünya"


Acı bir kayıp : paranteze alınan "Dünya"*

Bu büyük ama farkedilmez (imperceptible) bir fark: yaşamımın büyük bir kısmı karantinada gibi geçmişti, ama hep dışarda bir dünya olduğunu bilirdim; fenomenolojik anlamı da buydu zaten. Şimdi herkes karantinada olunca, dünya benim için birden sahip olduğu bu anlamını yitiriverdi

Mesela "télé-présence" (Derrida’nın, virtuel'e -muhtemelen Aristocu dunamis'e indirgenmesin diye- tercih ettiği) kavramı ele alalım.Teknik iletişim yordamları için icat edilen yeni 1 kavram gibi duruyor; ama aslında dünya dünya olalı hiç olmadığını=hep hiç olduğunu da: mesafeli Dünya!

Belki de dünya ezelden beri bizi öteki-insanın şerrinden korumak, bizi mesafelendirmek,ormanın sık ve boğucu tekinsizliğinde ötekine yem olmaktan kurtarmak (ova tarımı ve ticaret dünyası pürtüklü şehir/höyük) için vardı;Bugün de Aradan Tamamen Çekilerek bizi bizden koruyor: Dehşet

"Dünya" önceleri bizi ailenin şiddetinden korurdu: Okul! Bir şiddeti diğer şiddet eliyle (Devlet) çözerdi Dünya. Okul'dan Dünya'ya kaçardık. Ev'den kaçıp Dünya Evine girerdik. Okul Şiddetini aşabilirsek eğer, Devlet Katında erkek erkeğe kozlarımızı hukuk yoluyla paylaşırdık An'da tez boğmadan
 

"Haydi kızlar okula"nın anlamı buydu;  da ekmeği aslanın ağzından kapma veya hukuk yoluna başvurma gibi bir saldırgan oyunda eksik kalmasınlar diye: Şimdi Okul geriye çekilip uzaktan-eğitimle evde kalarak, ailenin kendi özel mülkiyeti olan kız çocuklarına şiddetin önü tekrar açıldı
 

Öc alma yoluyla hemencecik şiddet yoluyla çözümleniverecek birçok meseleyi Dünya dolayımına aktararak pürüzlü/ pürtüklü (ilerlemeyen, patinaj yapan) bir (Medeni)Dünya İcat ettik (In-Venire; In-ventio) ki Ormanın kaygan uzamını Ailenin Dinin ve Devletin kökenine /köküne kazıkla bağlayalım= Oruç=Tut demek
 

Herkes bilir de söylemez ki, yolun kaygan uzamıyla gidilecek işkence odakları pürüzlü mekânlara Yuva, Okul, Devlet=Vergi dairesi denir. Yolda olma metafiziğini Ergen Erkek "Araba sahibi olmalıyım, evden kurtulmalıyım" diye anlar. Zira karşı cins için de araba (Dünyasızlık) özgürlüktür
 

Biz Dünyada bulunmayız (se trouver perdu); oraya öksüz gibi Bırakılmış/ Fırlatılmış (Gelassenheit ; Geborgenheit ; Befindlichkeit) olduğumuz için saldırganızdır Kamusal alanda, ki Özel alanın kaygan uzamında rahatlayacağız=hukuk karışmadan tam? egemenlik kurabileceğizdir): Araba/ Uzay Mekiği, Dünyada kaçar vaziyete oluşun (ikâmetsizlik ; Aufenhalt’taki bir kifayetsizlik, tatminsizlik) modülüdür

Şimdi fenomenolojik olarak tedricen kurtulduğumuz Dünya, işte böyle, kullanılıp atılan bir dünya, bir yılanın kaygan dansıyla içinden sıyrılıp derisinin kabuğunu bıraktığı gibi sürüne sürüne semirip ardımızda bıraktığımız Dünya: O da onu araçsallaştıran tek sülük cinsinden azâde şimdi!
 

Dünyanın bir paravan şirket olduğu, başka bir mübadele (İnsan-İnsan ; İnsan-Tanrı ; Tanrı-İnsan) dizgesini saklamak, gölgelemek için -hayvanlar için bile bir dereceye kadar araç, biraz da kendinde erek- olduğu doğrudur, bilinir.

 Kimse kendinde erek olan bir şeyi terk etmek istemez tabii. Ancak ikamet sınırlıdır (Dünya araç olduğunu böyle vurgular bize): Neye araç?

Tanrıya mı (“araç olarak dünya”), jeolojik kalker katmanlarına (“kendinde erek olarak dünya”) mı? İkili bir araç, bir yol aşağıya, diğeri yukarı doğru düşen bir fırlatgaç topaca benzer; dönmesi eksantriktir (merkezkaç).

Üçüncü bir yol daha vardı, ikisini sentezliyordu: Tin’in kendi özgürlüğünü (erek) gerçekleştirmesi için araç olarak felsefî dünya…


Acı bir kayıp : Dünya ! Kendisine "yakîn" olanlara başsağlığı dileriz.

Cenâzesi uygun bir vâkitte altı ay içinde kaldırılacaktır. Aşağı tükürsen kilise, yukar tükürsen camii, ortası Sinagog ve Gog Magog, Çin derken cenâzesi de ortada kaldı mevtânın...
 
(*) Yoğun fenomenolojik bakımda can verdi ("masada kaldı").

Aufenhalt en Halte -Séjour Sournois en Tournois



Aufenhalt en Halte -Séjour Sournois en Tournois

La déconstruction de la génie (Witz) politique en Chine médiévale... à partir d'étude de Wang et au-delà: Heidegger (Schuldig-sein, Aufenhalt); Hegel ("Lutte pour la reconnaissance"); Foucault, Art de Governamentalité, "Surveiller et Punir", "La fête d'exécution"; "Carnavale" (M. Bakhtine); Agamben (état d'exception) et Karl Schmidt; Melih Başaran: "Justice comme simulacre et spectacle", "fête de sacrifice" in Exposition Sacrificielle: Logiques et Economies, 1994, thèse Paris8); Derrida (in "Passion", dette et responsabilité, Schuldigkeit, should), Benveniste "Vocabulaire", etc.

Communauté des Visionnaires

Par Database/Ran le 24 mars 2020

24.03.2020

Difficile Résurrection -Newrooz




Vidéo en bilingue, en Français et en Turque (Littérature)

 

Fransızca özgün bir metin, Türkçe bir performans; ve İzzet Yasar'dan "Seyahatnâme I ve II" şiirlerinin okuması...

 

Communauté des Visionnaires

Database/Ran le 23-03-2020

23.03.2020

Mynémosyne -Kendi Kendini Hatırlayan Tarih


21 yy Hatıraları

Kendi Kendini Hatırlayan Tarih* :

Mnémosyne

"Yaşlılar da topluca ölünce, şehirde önceleri un,damacana su, çimento deposu olarak kullanılmaya başlayan, Megalo Felaket'ten beri kapalı unutulan camiilerden felaketi anma günlerinde Türkçe Sözlü Hafif Müzik yayınlanması içleri biraz olsun ısıtıyor, atalarımızın cehâletini yâdediyorduk


Zamanın yetkilileri "el yıka, eldiven" giy gibi anca zaman kaybettiren hipokrit tedbirlerle bilim adamlarının "Havadan bulaşan jermlere yapılacak tek şey, oturup bitmesini beklemek" demelerini bizden iyi ki sakladılar ki, buna inadına inanmayan bizler sporlaşıp bağışıklık geliştirmiştik


Tarihçilerce 1524 Floransasındaki vebâ salgınıyla 2020'deki küresel salgın arasındaki şaşırtıcı benzerliğin ikisinde de yüz maskelerinin içine bolca pahalı doğu baharatlarından damıtılan parfümler sıkılması, farkın ise birinin yerel diğerinin küresel bir hasara yol açtığı şeklinde


Ancak entelektüel hayatı derinden alt üst edip yeni bir çağı başlatacak esas benzerliğin 15.yy da eve kapanıp Latince, Yunanca'dan klasikleri çevirenlerin Rönesansa yol açması gibi 2020'de de çökmüş eğitim sisteminin kesintisinin her alanda dehâların yeşermesiyle sonuçlanmasıydı


20 yüzyılın en avangard edebiyat adamlarınca, Artaud'dan beri zamanın kentsoylu töresel sağduyusuna sınıfsal hijyen olarak ters gelse de "vebâ ve dehâ", salgın ve şenlik, karnavaldaki içkinliğin devrimci potansiyeli dar çevrelerce biliniyordu; bâtıl inançlı ütopistlerse aşkınlıktaydı


Tarihin & Tabiâtın asla üzerimizde denemekten vazgeçmeyeceği & inandırıcı olmaları için de her zaman aklımızın sınırlarını parçalarcasına dâhiyane olmaları: Ölümü Soğuk Soluğunu Nihâyet enselerinde ve Devrim gerekliliğini de iliklerine kadar hisseden hazır kitleler, Tarihte ilk kez Eve Kapandı


Hegel’in «Tin’in Görüngübilimi»nin merkezindeki, Platon’un donuklaşmış, mumyalanmış « Mağara »sına alternatif sunulan meşhur felsefi alegoriyi « Efendi Köle Diyalektiğini » Heidegger’in « Dasein’ın en otantik olasılığı olarak ölümlülük bilinci » analitiğiyle birlikte düşünerek, yeni oluşan fiili durumu gözeterek ve bu benzersiz vakıânın (Ereignis ; eigene / augen) gözetiminde yeniden yazmak şart oldu.[1]


20. yüzyılı en liberal, demokratik sanan Çağdaş Modernist Yobazlar bilimi yalan için kullanıyorlardı; Küreselleşme Cehennemi ötekiyi aynılaştırırken Rönesans, Arapların BinBir Gece Masallarını Decameron, Calderone yaparak Batının içine özgürlüğü tercüme ediyorlardı: Beklenmeyen Çin'den geldi!


Çin kimliksiz, ideolojisiz, cinsiyetsiz, androjin & soğuk gibiydi; ancak öylesine ESKİ ve etik dışı gözüken bir strateji uygulama kararı almıştı ki, önce düşmanından daha iyi hiper sömürgeci, kapitalizmin doruğu olabileceğine herkese inandırdı, biât edildi. Strateji ise basitçe, Rezilliği Daha Da Rezil Kıl!


Çin, eski ve unutulmuş, marjinal bir militan sloganını değil, propagandayı kat be kat aşmış bilimsel (ama Yunan Alimlerince bilinen=Psikagogè) bir yöntem uyguluyordu. Batı'nın pürüzsüz aynası (miroir claire ; özendiği kendisi)olmuştu: Onu kendi hiçliğinde, en zayıf yerinden refah ve hijyen kuruntusundan vurdu



okunabilir. "Çin Usulü Evrensel Pogrom ve Katliam Şenliğinde Tanrısal Adaletle Yeryüzü Adaletinin Eşitlenme Deneyi: 2020 Tecrübesi" adlı bilimsel makale yakında yayında...





(*) Bu başlık yayımlanmış ve unutulmuş ilk makalem olan "Uluslararası Durumcu Hareket'i Hatırlamak"a gönderme yapmaktadır (Defter dergisi, 1986/7?). Belleğine sahip olmadığımızın hatırlanması, kendi kendine hatırlama / kendi kendini hatırlatması...


[1] [Hegel’in "Görüngübilim"de, Platon’un «Mağara»sına alternatif sunulan meşhur felsefi alegoriyi, «Efendi Köle Diyalektiğini» Heidegger’in «Dasein’ın en otantik olasılığı olarak ölümlülük bilinci» analitiğiyle birlikte düşünerek,yeni oluşan fiili durumu gözeterek yazmak şart oldu] İlgili tweet.

Formes de Rétributions en Chine


23 mars 2020[1]

Incipit:
Ce dont la droite souveraine est gênée est non pas le nouveau système d’ingérence, privée, inhérente à la commercialisation sur le web  qu’il entend de s’y investir, mais seulement le nom, il préfèrerait le « produit augmenté » (inspiré de la « réalité augmentée ») que la « réalité virtuelle » dont ils ignorent faire partie intégrante.

 

Wahnsinn (fou) et wanderer (errant)

Wahn / dé-Lire

Karma : Métaphysique spirituelle concernant la notion d’équité » (rendre justice) en Chine antique et actuelle, séculaire: Rétribution (châtiment : Vergeltung –Vergeldung : paiement-vergelden : récompence, rendre valide l’invalide ; gelten : postuler, attribuer d’avance une valeur quelconque) due: comme pour épurer la chose accumulée –débitée sur- dans le « karma » de la descendance

« Sauver (tirer) les vivants parmi les morts » : punir pour améliorer : leur racheter la vie

Châtiments de « bon augure » et  « honnêtes » pour les tributs (rentrées fiscales)

« La mansuétude emporte sur la nécessité de punir par vengeance (équité de talion»

S’affranchir de la lettre de la  loi pour son « intention » bienveillante ; de contrebalancer la rétribution due au mort par l’adage « une vie pour une vie », par celle des vivants qu’il fallait sauver.

Feng shui (géomancie) est censée d’assurer la prospérité et la descendance, progéniture nombreuse (mâles), et de surcroit, gloire (succès dans les examens et  hauts postes dans l’administration), on voit que les biens spirituels impliquent en eux-mêmes la promesse des avantages matérielles.

 

Lire et Dé-lire l’Illisible Capital chinois

(dé-construction –délire, Wahn- finie avant même d’être commencée : entame, Percée)

 

HOW TO DO THE “STATE-MAKING”

(La reproduction de l’État)

D’un sentiment d’équité universel)

WITH a confinement for self-beward of himself’s life:

Wared earness…

(perce-l’oreille)

Un souci de soi communautaire qui nécessite une organisation de grande envergure pour une durée déterminée

 (saisons de festivités, carnaval, masques pour les fornications tolérées et mixité extrêmes et non identitaire des races et des progénitures, en vue d’une amélioration raciale de gènes adoptables  à des nouvelles dispositifs d’isolement en vue et au bien de la totalité de la race humaine (axiome, postulat : gelten : devoirs des citoyens comme un plaisir à asouvir : l’instituion de Prostitution Sacrée)

Une Invention Rusée de la Justice

 (Dans la raison d’État chinoise : comme State-Making des Anglo-Saxons)

 sur la Terre chez les « êtres organisé » dont la vie isolée  –en confinement- est rendue impossible sous peine d’éliminer de l’Humanité)

Pincipes de ruse : Pardonner les offenses et une faute, c’est au fond laisser empiéter (les inviter) vos rivaux sur vos droits et prérogatives

(konrollü bir iç savaşı kışkırtmak için devlet affı, devlete hizmet eder –kontrolsüz güç güç değildir, devletin aleyhine veya lehine gözüken « kontrolsüz » hiçbir şey olamaz, devlete dışardan bir şey varamaz, tesir edemez : her darbe devlet kontrolündedir )

Pratiques de rendre la  justice divine au service de justice officielle d’état en convainquant toute membre de clan individuellement dans ce qu’ils ont de plus cher au monde : la pratique organisé en festin d’équité (racing, concours, concurrence, rivalité, autodiscipline et sentiment de dévotion pour l’universel du « sportif » (athlète grecque et gladiateur romain), les pratiques d’autosacrifice au nom de la Chine, toute en combattant en vue et pour l’intérêt de sa propre identité raciale, reproductive, male, biologique, identitaire, sous forme de tournois  médiévale comme une question de vie et de mort :

« Xiedou » en Chine antique,

jusqu’à la fin du 18e siècle

Espérer une amélioration « morale » en Chine avec ses karma-s et Feng shui spiritueux mélangé avec les prérogatives de l’état, dont une justice est  conçue et est appliquée dans une totalité sommaire (WA=tuile, çatı) et sommarisante au profit de l’état sous l’apparence de prévalence de « progéniture et de descendance » qui ne sont que des clans en leurs totalités disparates et hétérogènes,

à négocier pour les re-lier en unité dépendante, c’est « une fêté publique », comparables à des tournois médiévales  d’Europe, où les différents tribus, « con-tribuants » (et contribuables –vergi mükellefleri)  se laissent régler leurs comptes (dette, débit, honneur, intérêt porté au centre souveraine de l’empire) souvent en dépit de leur vie, et en sortent soit morts soit blessés, invalides pour l’état.

Les festivités se déroulant sous les yeux et la permission des juges, selon leurs sens d’équité en « sport » où les riches tirent les ficelles et commandent et les pauvres combattent.

Dans ces « guerres privées » qui sont différentes des « conflits sociaux », car les belligérants sont tous analogues clans et hétérogènes, où un sentiment identitaire implique la totalité du clan, et non pas seulement les participants singuliers (les sportifs, « combattants »). Même les plus démunis de forces combattives, les invalides et enfants y participe de cœur en joie dont la finalité est la mort (osmose dans le karma).

La bio-politique est donc  loin d’être une invention récente et à débattre l’existence  entre les modernes et les postmodernes, mais il suffit de jeter un coup d’œil pour s’informer de sa forces persuasive chez les chinois, qui semble-il, ont garder la « mémoire de celle de l’Europe et de de toute l’humanité comme les scriptes égyptiens dont on voit parler dans le Timée de Platon :

« o les grecques vous êtes comme des enfants, oublieux de votre passé, ce qui vous est déjà arrivée et de ce dont vous êtes l’issue, nous en détenons et l’arbre généalogique  et la « destinée finale », c’est-à-dire, et de votre future proche et celle de notre ; qui (la nôtre) passerait d’ailleurs aux souterraines d’Alexandrie hermétique pour en jouer et déjouer les astuces et les ruses à l’intérieur des grands monothéismes que vous allez ré-baptiser pour chaque clans selon ses propres appellations.
"Ceux qui ont payé leurs tributs" (Dignitaires Invalides en Auriche)

Rétribution des Juges en Chine


 


[1] Compte-Rendu et Développement du « Disputes au village chinois: Formes du juste et recompositions locales des ... équités», De Hansheng Wang.
 

 
Gravure:
NAUCLER (Johann Vergenhans, dit)
Chronica, succinctim co[m]prahendentia res memorabiles seculoru[m] omnium ac gentium, ab initio mundi usq[ue] ad annum Christi nati M. CCCCC. Cum Auctario Nicolai Baselij ab Anno Domini M. D. I. in annum M. D. XLIIII.
Cologne, Pierre Quentel, 1544 (Considéré comme premier livre d’histoire en Alemagne)

22.03.2020

Syncope du Discours -Pour 'una Musica'



A l'occasion de Newrooz, la nouvelle an pour plusieures cultures...
L'objet: L'invenviton de "Kanun"  singularisé par les mathématiciens arabes. Analyse phénoménologique du concept musical, à partir del' "invention" des instruments, de notation, des "makams", d'usages, d'exécutions, le milieu, l'ambiance, l'auditoire, l'interactivité, etc.

Philosophie à l'école bouissonnière
Database/Ran le 08-03-2020

21.03.2020

Yanılmazlık Yetisi


Don d’Infaillibilité

(Yanılmazlık Yetisi)

 

Lacan'dan mülhem: İlk Neendertal insandan beri insan yanılmamıştır[1], belki kendisinden hadsiz ölçüde güçlü doğa felaketlerinin kurbanı olup ölmüştür, ama kendi kapalı simge dünyasının ardışık/ artsüremli ve eşsüremli diagramı dışında bir yerde yaşaması (ikâmeti ; séjour ; Aufenthalt) mümkün olmayan insan tutarlıdır

 

Yeryüzünde yaşam (hakkı) sadece insana ait değildir,insanın yaşam söz konusu olduğunda önceliği nereden geliyor? Doğaya en iyi ve en uzun vadede kanıtlanmış bir adapte oluş? Hiçbir şekilde kanıtlanmadı! İnsanın performans karnesi eksilerde. Neden bu ayrıcalık? Çünkü o yanılmayan tek varlık!

 

Bir de kendi evrensel kapatılmışlığında (=Kozmolojik zerreye bakıyoruz)  kollayan gözleyen yaratan icâd etmesi (=Teolojik kuruntu) ve bir ruhu olup bunun cesedinden çıkacağı kuruntusuyla (=Psikolojik İdeeler) ellerini kaç defa yıkasa da Kuruntu Hastalığından kurtulamaz: Ben & Nietzche hariç

 

Madem canlılık/ nefes ile ruhu karıştırmayı tercih ederek kendine ruhsal bir teselli icat ettin bre sefil o zaman ne diye ha bire ellerini yıkayıp duruyorsun Repulsif Kompulsif misin sen? Ruhunu yıkasana o zaman,çirkef! Kısaca ; İsa'nın Filistinizm içinde kıvranan Yahudi yobazlara dersi ("Suda Vaftiz"in ilgâsı)

 

Gerçek İsa'nın (Nietzsche'nin "Çarmıh'taki Dionizos" deyip kendisiyle özdeşleştirdiği İsa, bkz. Ecco Homo) lafı anlaşılmadığı gibi, aynı denizdeki kasırgadan Yunus'un -A.S.- sorumlu tutulup denize atımaya kalkışılması gibi Çarmıh'ta cezalandırılıyor. Neyse ki, biz ötekilere Balina!

 

Biz yeraltının ve denizlerin bağırsaklarında ılık suda bilinçsiz bir şekilde ontolojik akıntınlara kendimizi bir Musa-Sepeti içinde Nil'e bırakmış süzülürken daha doğmadık ve Doğa (sive Deus) bizi eleştirmedi (Krinein: bölmedi, Ruh ve Beden diye!) Vahdet var beyler Vahdet, Tevhidin aslı!



[1] Lacan bunu Sokrates’in Köleye geometri problemi çözdürmesinden söz ederken, idealite’lerin -nokta, çizgi, yüzey gibi- şeyin kendisine değil, ancak kendi kendisine özdeş (tutarlı) soyutlamaların birbiri üzerine katlanması  (fold, plis, Zweifalt, dédoublement) muhayyilenin şemalarıyla yeniden üretilmesi, Kant) ve bu operasyonların ilksel insandan beri (benzer ve bunlara koşul sağlayan zemin olarak konuşma yetisiyle beraber) bulunduğunu imâ eder.