12.03.2020

D'un Ton de Véracité Virale Adopté Soudain en Philosophie (Türkçe)


D‘un Ton de (Corona) Véracité Virale adopté soudain en Philosophie[1]

 

 

KK- Dünyalar ve Sonları adında sinema/felsefe programı yapıyoruz. İnsanlığı tehdit eden malum virüs nedeniyle program çekimini bugün iptal ettik...

Bir felsefeci veya sinemacı zaten üzerinde uğraştığı şeyin fenomene gelmesini,ispat olamasa da ("les idées rationnelles sont indémontrables") ufak bir delillendirme umar, sinemada sunuma dair bir şey mesela... ("les idées esthétiques sont inexponibles", der her şeye bir cevabı olan Kant!

KK- Yıllar önce lisansta, estetik dersi sınavında "yüce'deki trajik olan nedir" gibi bir soru sormuştunuz; velhasıl bu konuda delillenmek, "delirtici" :) Ve bir de her şeye cevabı olan Kant'ın "Tüm şeylerin sonu" (La Fin de Toute Chose) diye bir makalesi var. Fiziksel olarak dünyanın sonu gibi şeyler diyor:)

İskoç gavur Aydınlanmasıyla uyandığını bildiğimiz Kant eğer II. Frédéric'e III. Kritik'te -public alanda- yağ çekmemiş olsaydı da agnostik I. Kritik yakılsaydı, şimdi "Kitaptan" beklenen delil Doğanın bağrından geldi diye A. Artaud’nun « Vahşet Tiyatrosu »nda kapalı gişe oynardım

KK- Kapalı çarşı arzusu Alman prenslerinin serbest dolaşımcı filozoflarını kovuştura kovuştura Paris'e, Londra'ya, Marx'a sürükledi. Alman dilinin filozof şairi yüz çevirdi ulusal geçmişine, neşeli bir bilimle. Vahşet kavuştu sahnesine.

1-Benim I. Kritiklerim ilk kitabımından (1993) 10 yıl önce yazılmış ve 40 yıldır da yayımlanmamıştır. 2-Aradaki lümpen-sezenaksu-metal kuşakları hesaba katmazsak siz imam-hatiplileri kazanmak için Marx'ı Sozialtheori dersinde değil Gizli-Müslüman iyi niyet tüccarı Kant kılığında öğrettik

3-Derrida-Heidegger yasak olduğuna göre Ön-Sokratikler'de logos'u anti-logosmerkezcilik dersi haline getirerek müfredata virüs soktuk. 4-4üncü yılınızda farklı hocaların tedrisatından sonra "Kaç Kant var yahu?" diyeni kapının önüne koyduk. 5-Ulusal Bilincim Beyazıt Kapalı-Çarşı Aleko-Hristo’dur!

6-Ulusal Şiir Dilim olmadığı için Türkçemi Süleymaniye Kütüphaneleri kompleksinde Hamâset Tarihi okuyarak değil 1inci elden oturttum. 7-Paris’e zevk-ü sefâya gitmedim çok seks yapmaya gittim, yapamadım aids salgını vardı. 8-Artaud'nun "Vahşet Tiyatrosu"nu okumanın şartları artık tam olgunlaştı! Veba ve Devrim Karnavalı…

9-Ruhunu dingileştirmek, Artaud'yu da en azından hasta-case olarak dinlemek için zırhlanmaya ada ruhunu. 10-Seneca'nın De Providencia'nın Latincesini ayırma baş ucundan, işte o medeni zırhla pencerenin altında adam boğazlasalar dimdik seyreder Vakıâ-ı Hayriyeyi, susayazarsın (J.-J. Rousseau)



[1] Voir « D’unTon Apocalyptique Adopté Naguère en Philosophie” de J. Derrida sur “D’un Ton de Grand Seigneur Adopté Naguère en Philosophie” de E. Kant.
 
Bu diyaloğun arka planında “Doğa sive Tanrı’nın gizli planından kuşkulanmam açıkçası sırtımı kutsal bir ürperti ile kaplıyor (“frisson sacré”). Zirâ aylardır şahsi tedavim sürecinde bağışıklık sistemim pharmakonlar aracılığıyla düzenli ve tedrici olarak eşiğin en alt basamağına, sıfıra yakın seviyeye çekilirken her türlü patojen faktöre açık bir hayat görüşünü ağır ve usulca öğrenmiş ve bu konuda, anlayışsızlıkları dolayısıyla kimseyle bir şey paylaşmamayı (seks sıvı değil söz) düstur edinmişken, birden, önce Çin’de epidemik salgın, şimdi de evrensel pandemik salgınla yüzleşmek durumunda kalan, çağdaşım ve yaşayan insanlığı benimle aynı kaderi paylaşmak zorunda bırakıldıkları için, cesaretleri dolayısıyla içtenlikle kutluyor ve endişelerini en içten şekilde anladığımı ve dertlerini –benimkiyle empati kurmak adına içine düşürüldükleri (Tanrısal veya Doğal Kayra –Providence, Öngörü, İnâyet- gereği) duruma dilim tutulmuş hayret etmekle birlikte- her şekilde paylaşmaya hazır olduğumu kendilerine huzurunuzda ifadeyi borç bilirim.
Kendi solipsist huit-clos, kapalı gişe tiyatroma tümünüzün sığdığı ve bu kadar kalabalık gelip katıldığınız için minnettarlığımı ifade edecek kelime bulamıyorum: tabii “aynısını ben de inanın sizi için yapardım”, hatta “tam yapıyordum ki, siz de bana katıldınız", demek dışında (kalp kalbe karşıdır'ın böylesi)...
Muhtemelen gerçek çok güçlü ve içine nüfuz edilemez. İlerki kuşakların İsa’nın Çarmıh deneyimine bir anlam vermeye çalışmalarını futur antérieur olarak anlayabiliyorum. Ama gerçek geleceğin bu providence’dan ne gibi dersler çıkaracağından emin değilim. Kayran çok fazla cömertti, bu kadarının kimseye bir faydası yok, kapa şu postmodern meraklı tiyatronu Tanrım! Oyalanacak başka şeyler bul gizli hazinelerinde…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder