« FELSEFE
YAPIYORUM DEME*, AYNALIÇARŞI’YA SAVAŞA GİDİYORUM ANNE DE »
Vatan yahut
Cicero&Seneca !
Viva Stoa !
C. Cengiz Çevik @jimithekewl · 17 hil y a 17
heures
isti qui
repente pedibus inlotis ad philosophos devertunt
"yıkanmamış ayaklarıyla alelacele
filozoflara yönelen kişiler"
[Gellius, Noctes Atticae 1.9.8]
Yazar karakterini geliştirmek, iyi bir insan
olmak için değil, gösteriş için felsefeye yönelen kişileri böyle betimliyor.
--
Talha Dereci @derecitalha · 16 hil y a 16
heures
Benim cevabım bu
ikisine şöyle olmuş :
I- konunun içeriğine dair
Felsefe
bilgi değil philos’dur; Repente
Kirli ayak
harfî çeviridir, pis kişiyi değil; “iki eli kanda”, yani zamanı ve meşguliyeti
felsefe için gerekli bol boş zamana hiç uygun olmamış heveslileri imler
Pente yokuş
olduğuna göre,
(hiç
Latince dersi almadım)
“iki eli kanda yokuş aşağı”
II- öze dair
Akademide ve yakın çevremde hayretle duyduğum
iki cümleye kibarca daima hiçbir yorum yapmamayı,yüzlerine vurmamayı tercih
etmişimdir.Bunlar:"Hiç duymadım!" ve "Ben onu anlamıyorum"
olmuştur. Akademi dışından yakın olduklarımın (kirliler) ise merak etmedikleri,
anlamadıkları yoktu
Google Latin ve Fr İng Tr çeviri denemeleri:
isti qui repente pedibus inlotis ad
philosophos devertunt
Cümle şeklinde
oldukça başarısız denemeler :
Fr /et avait ni habillé ses pieds, un coup, ces gens qui sont philosophes,
détruiront jusqu'à la
İng/ and
had neither dressed his feet, a
sudden, even lay down to the these people who are philosophers,
Tr/ ve ne
kadar uzandı bile, ayaklarını, ani,
filozoflar olan bu insanları giyindi
Kelime bazında bakalım:
İsti: onlar
Devertunt:
inmek inmesi inmeleri/bu insanları
giyindi/ even lay down to the
Devertem:
turn, dönüş (yönelmek), onları "giyinmek", (öğrenci) kılığına
bürünmek...
repente
pedibus : aniden ayaklar/suddenly feet/
tout à coup les pieds
(hiçbir
yerde "kirli ayak" yok)
Repente
aniden demek, ama kökü "rampa -pente- aşağı, hızla alelacele gitme"
imgesi…
"Ayağı/baldırı
çıplak, başı kabak" (=derse hazırlıksız, işini zor bırakarak, sevap
niyetine, hayatı pahasına gelmek):
Unutmayalım
bu “acelenin bir nedeni var.
Çeviri Bağlamı: Stoa ekolü
"Felsefe yapıyorum deme, hayatımı kurtarıyorum de"
Epiktetos'un bu düsturunu, bilmeden -bilip de
bilmezlikten gelme- Latin filozoflara çeviri için yaklaşma. "Kirli
ayaklılar"ın felsefeden dışlanması
imgesi bu ekolün özüne aykırı.
Kültürel Bağlam:
Ayrıca, söz
konusu olanın Pitagorascı ekol değil, elleri yemek sonrası kaseye hafifçe
daldırarak kölenin saçında kurutan bir kültür (görenek) olduğunu unutma burasının.
İnlotis:
eğitim tranning formation, ok
inlotis ad
philosophos devertunt: formation allongea/
training lay down/ eğitim(e) uzandı
Gellius aklınca şairane bir cinâs yapmaya kalkmış,
anlaşılan:
Ayaklar
giyinik değil (baldırı çıplak, başı
kabak'tan mülhem), filozofluğa giyiniyor
(Giyinmek fiil
için Türkçe’de bkz. "Uzaklara Giyinmek" -onlarla boy ölçüşmek- Fazıl Hüsnü
Dağlarca -şair)
O halde
giyinmek, yönelmeye cüret etmek, boy ölçüşmek halkın felsefeye olumlu, hilkâtten
gelen -belki henüz sahih ve içten olmayabilecek- zaafları; eğitimci bu
"yönelimi" doğru yönelime çevirebilir. Elinde de Sokrat gibi bu doksa’dan
başka erişim noktası yok insanlara…
Aslında, Felsefenin
sadece bir "çıkarsız merak" olması da onun theoria özüne uygun,
"iyi insan olmak" felsefenin birinci hedefi olmayabilir. Cengiz’in yorumu
metin ve bağlam dışına kayıyor, öz töresel bir tuzakta..
"Kâmil
olmak", halkın iyi normlarının tam zıddı (Kierkegaard) tavır almayı da gerektirebilir: “iyi”,
felsefece sorgulanmadan anlamsız ifadedir "iyi insan"…
Nesnel ve
nitel analizim bu kadar. Dün akşam da cümleyi çevirmedim, sadece “kirli ayak”I bizi”gösterişmeraklısı”gibifazlaca
aşırı yorumlara –tuzaklara- düşürdüğünü imlemekle yetindim, şimdi de
çevirmeyeceğim, uzmanlara felsefi uyarılarıı yaptım sadece, mesleğim
çevirmenlik değil, kuşku duymak…
Philos-sofos daki philos sevgi ve yönelimin repente’da içkin olduğunu
söylemişim. Zira « ruhun eğinimi » (conatus), aşağıya hizla giden yokuşu
« pente de l’âme » Fransızcada. Repentir de « uslanmak », doğruyola girmek demek, dine dönüş, günah
çıkarma anlamlarını sonradan almış bu bürünme imgesi, yönelim…
Acele ile yokuş aşağı imgesini birleştirerek
yalın ayağa içerik katmışım sadece : "iki eli
kandayken yokuş aşağı" felsefe dersine koşma…
Bu kadardı 17 saat
önceki durum. Gece saat 3 sularında…
Sabah bir
gürültü kopmuş, akşam okudum :
"Hiç Latince dersi almadım" denmesine rağmen
Latince metindeki bir sözcüğün analizi yapılıyor. Repente "kirli
ayak", pente de "yokuş" anlamında değil, böyle bir sözcük bile
yok. Felsefe niye philos? Benim hiç anlamadığım Ferrari motorunu tamir etmeye
çalışmama benziyor. Yorucu.
2 saat önce de kendisine şu bilgileri
verdim :
1-Fiilen kayıtlı olduğum ve transkripte
gösterebileceğim Latince, Grekçe, Arapça, Farsça derslerini almasam da, aldığım
diğer dersler ve kendi çalışmalarım asıl mesleğimi desteklediğinden & yaptığım hataları halâ danışabileceğim
Mr. Dumèrque gibi 1 uzmanın kadrosunda yer aldığımdan cüretim [aynı
jenerasyondan olduğumuz için eski dostum Çiğdem Dürüşken’e de rahatlıkla
danıştığım olmuştur, ama Latince yazma denemelerim daha yeni olduğu için henüz
rv. Almadım]
2-Ben o sözcükleri Latince aslından değil güncel Latin
dilleri ailesinde aldıkları anlamlardan itibaren,yani uyduruk bir etimolojiden
değil, Foucaultcu Kazıbilim tekniği, Deleuzecü sezgi yöntemi & Heidegger'in
Grekçeyi anlama egzersizlerinden, Derridacı yapıçözümden itibaren yapıyorum.
3-Eğer belli 1kadroya, grada avdet olmuş olmanıza
rağmen akademi dışı bu oyuna iyi niyet ve olumlu eleştiri katkısıyla
yaklaşmıyorsanız, [o zaman bunu ] « durmuş geri fikirlerinizi çeviri diye
yutturmanıza » yorabilirim. Kirli ayak değil, yokuşu da boşver,iki eli
kanda'yı da; Adam AYAĞININ TOZUYLA geldi [yahu felsefe dersine ne gösterişi ?
öyle olsa tiyatrocular şölenine giderdi belki…]
3 bilgi notu sadece… Köşeli parantez içindekileri şimdi ekledim.
Ve hakarete rağmen, çevirisini iyileştirme
gayretiyle yardımcı oluyorum :
Hakaret benim « Ferrariden anlayan motorcu olmam”
ise, bu motor da felsefe olsa gerek. Cengiz’in felsefi Latince çevirilere hiç
yaklaşmaması gerektiğinin değişik bir itirafı olmuş bu. Başka alanda çeviriler
yapabilir ama. Cicero ve devlet kuramları asla olmaz.
Sonra
başkaları müdahil olmuş:
1-“Herkesi
böyle alıntılayıp rezil mi edersiniz yoksa bu sefer gösteriş yapasınız mı
tuttu?” (Cengiz'e soruyor)
Diğeri de
Cengiz'e hak veriyor:
2-Adam
mütevazilik edenlerle dalga geçip saçma sapan yorum yapınca, bence müstehak
Sonra
Cengiz bir “kirli ayak” bulup tehdit ediyor:
3-“Kimseye
hakaret etmeden doğruyu ve yanlışı daha fazla insana ulaştırmak, içeriğe ve
yönteme dair bilgi vermek amacıyla sitenin sunduğu imkanları kullanmak bir
sorun olmasa gerek. Konuyu bırakıp şahsıma yönelenin yeri de
engelliler listesi.”
Tartışmayı konunun
içeriğine çekmek istemesi güzel de, bunu içeriği (felsefeye koşan hakla göz
dağı verme) biçimde sürdürerek, kirli ayaklara saldırarak yapması enteresan.
10 saat
önce ben hastanedeyken bunlar olmuş.
Ben de
sadece “neden Latince dersi almaya lüzum görmedim?”, onu açıklama notu yazdımdı
ki engelli olduğum için kaybolduğunu fark ettim.
Ve « kirli ayak »
da sabah 9.53 de engellenmiş:
le
moi @oscurodios [ona
« kirliayak » lakabını ben koydum (baldırı çıplak veya "les sans-culottes"
manasında]
En réponse à @teletour @jimithekewl
4-Yazdığını
gördükten sonra yanlış mı yorumladım diye kontrol etmek istedim ama
engellenmişim, eleştiriyi kaldıramayan birine ne desem müstehak. Yorucu.
09:53 - 14 mars
2020
Benim kaybolan
tweetim şöyle olmalı :
Ölü
bir dili canlı bir hocadan öğrenmek yerine, alma şansına
sahip olduğum diğer dersler ve kendi çabalarımla Grekçe, Latince, Farsça,
Arapça çalışmalarım oldu, çeviri eleştirmeni değil, çeviri tatminsizi olacak
kadar. Zira esas mesleğim kuşku duymak.
Zaten tam da ben o Ferrari’nin
motorundan iyi anladığım için, çeviriyle o cevhere sahte/çakma yan sanayi
kaportası takılmasına içim hiç elvermez.
Bunlar normal
şeyler de, ben bunlara neden mesai harcıyorum?
Şurekânın (Talha
Dereci @teletour) “Antik Çağ bilmeden Foucault, Deleuze ile takılmalar” suçlaması ve “gösteriş
merakı” ve “kirli ayak” dışlamasıyla karşımızda, bana açık bir düşmanla
savaştığım izlenimini veriyor. Ve bu düşmalarımız Editörler, Subaşını tutmuş
kişiler yani…
(*) Epiktetos'un ünlü düsturu...
(*) Epiktetos'un ünlü düsturu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder