3.09.2016

Kendi Yazgısı Üzerine Üçlükler (MICHELANGELO)

 
MICHELANGELO
 
(Kendi Yazgısı Üzerine Üçlükler)
 
 
Burada ilik gibi etrafı duvarlarla çevrili
yaşıyorum kabuğumda, yoksul ve yalnız,
bir şişeye kapatılmış ruh misali.
 
 
Ve, dar ve karanlık mezarımda, içinde
oyalanacak bir şey olmayan, Örümcek
Tanrı(1) örer bin benzeriyle, bedenleri iğiplik.(2)
 
 
Devlerin dışkılarıyla kaplıdır eşiğim, çünkü
üzüm yiyip müshil içenler gitmeyeceklerdir
öteye sıçmak için, ne kadar varsa hepsi.
 
 
Bu şekilde sidikle de tanıştım
ve onu bir açıklıktan boşaltan borucukla
ki oradan beni doğan şafak çağırır...
 
 
Ziyaretçilerim de burada ölü kedilerini,
delik sandalyelerini ya da oturaklarını
bırakmaktan alıkoymuyorlar kendilerini
(fazla kalabalık etmesin ya da gel-git olmasın diye).
 
 
Ruhum bedenimin içinde o kadar iyi ki,
eğer açılsa çirkef kokusunu saçarak,
ne ekmek ne peynir içimi tutmaz artık.
 
 
Yalnızca öksürük ve soğuk beni ölmekten alıkoyuyor:
ruhumun aşağıdan çıkmasına imkan yok,
ağzıma gelince, ancak soluk bir soluk yayıyor.
 
 
değirmenden kalburdan geçtim, iflahım kesildi;
çabalarımın meyvesi ölüm adlı han olacak,
karşılığını ödeyip, yiyecek ve yatak bulacağım.
 
 
Benim neşem melankolya'dır,
istirahatim ise çekilen sefaletler;
Tanrı arayana dertlerini verir.
 
 
Krallar şenliğinde görecekler mi beni,
büründüğüm kılıkta Béfane'a(3) mı benzeyeceğim,
evim onca saray arasında ahır yerine mi konacak?
 
 
Kalbimde aşk ateşinden hiçbir eser kalmadı;
ve büyük dertler küçükleri silip süpürdüğünden,
ruhum kanatlarının kemrilip yolunduğunu gördü.
 
 
Şişede bir eşşek arısı tutuyorum;
deri bir torbada bağlarla tutturulmuş kemiklerim,
kesemde üç küçük nohut taşım.
 
 
Yorgun gözlerim morarmış ve halkalarla çevrili,
dişlerim bir müzik aletinin anahtarları misali,
sarsıntıları kısıyor ya da açıyor sesimi.
 
 
Yüzüm korku veriyor; çapullarıma gelince,
başka hiçbir silah olmadan kaçırıyor kargaları,
tohumların yağmur beklediği tarlalarda.
 
 
Aşk, çiçek açmış mağaralar, ilham perileri,
söylediğim ya da tıngırdattığım ezgi tef olur
ve oynaşmaya başlar hanlarda, kerhanelerde, helalarda.
 
 
O halde bunca soytarılık neden,
denizi zorluk çekmeden geçip sonra da
bir tükürükte boğulan adam gibiysem eğer?
 
 
Sanatıma öyle bir değer biçildi ve
bir müddet öyle kıymetli oldum ki, sonunda
yaşlı ve sefil, öteki'nin kölesi oldum.
 
 
Çarçabuk ölmezsem eğer, yittim demektir.
 
 
---
1-Arache(Fr.); Aragn'e (İt.): Yunan Mitolojisinde Athena'nın örümcek kılığına soktuğu Tanrıça. Araigné(Fr.):örümcek.
 
2-Fuseau(Fr.); Fusaiuolo(İt.), "iğiplik" anlamına geldiği gibi, burada "şeytan minaresi" anlamını da düşünebiliriz.
 
3-Hristiyanların 6 Ocak yortusunda (Epiphanie), şarkı söyleyip dilenerek geçen çocuklardan birinin kılığına büründüğü cadı.
 
---
Çevirmenin Notu:
Yaşarken hiç dize yayımlamayan Michelangelo'nun şairliği pek bilinmez. oysa "kafiye kurmayı" bir meslek edinmeyen bu dev ressam, şiiri hiçbir zaman elden bırakmamış, ve bu alanı en içten, en samimi duygularını dile getirdiği çok özel bir alan olarak korumayı bilmiştir. Ölümünden sonra, 1623'de çarpıtılarak yayımlanan dizeleri 19.Yüzyıla kadar bu şekilde tanınmıştır. Burada çevirmeye çalıştığımız, yetmiş iki yaşında, bütün umutlarını, yanılsamalarını yitirdiği bir dönemde kaleme aldığı üçlüklerin "modernliği", cüretkarlığı baş döndürücüdür. Çeviride Pierre Leyris'in Fransızca çevirisi (1983, Mazarine, Paris) esas alınmış, bazı dipnotlar eklenmiştir.
 
Bu çeviri ilk kez Hayalet Gemi dergisi, Sayı 57, ss.34-35, Kasım-Aralık 2000'de yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder