20.09.2016

İntihar ve Felsefe (Mektupları)


26 Mayıs 2016

Merhaba M hocam, 

Umarım iyisinizdir. Size açıklamak istediğim özel bir problemim var. Ben bir süredir psikiyatrik tedavi görmekteyim, nitekim geçen hafta da dersinize bu yüzden katılamamıştım. Geçtiğimiz günlerde de yapmış oldugum intihar girişimi sonucu 24 saat Şişli-Etfal hastanesinde yoğun bakımda kaldım. Bunun üzerine doktorum bir süre daha klinikte kalmamı veya 7/24 ailemin kontrolu altında kalarak bir tedavi izlememi önerdi. Bu durumun final sınavlarına denk gelmiş olması beni çok üzdü. Şu anda girebilmem mümkün olmayan final sınavlarımı bir şekilde telafi etmek isterim. Bu konuda beni yönlendirmenizi rica ederim.

Saygılarımla

R

28 Mayıs 2016

İçini ferahlatacak seyler yap. Sen çok değerlisin. Bütünlemelere kadar toparlanırsan zaten bir kaybın olmayacak.

M

1 Haziran 2016

 

Merhaba M hocam, 

 

Ben cumartesi gününden beri İstanbul'da Lapaix Hastanesinde yatıyorum. Düne kadar kapalı servisteydim, dün akşamüstü ise açık servise alındım. Bu yüzden şu ana kadar size cevap yazamamıştım. Burada daha ne kadar süre kalacağımı bilmiyorum ve Felsefe’den uzak tutulmaya çalışılıyorum. Bu nedenle sanırım bütünleme sınavlarına da giremeyeceğim maalesef. Cevabınız için teşekkür ederim. 

 

İyi aksamlar, 

R

 

3 Haziran 2016

Sevgili R,

 

Herşey zamanın verdiği o mesafeli bakış gücü ile, ve de olgunluğun dinginliği ile sana eski bir hayal (belki bir roman) gibi görünecek ve kendini bir öteki -korunmaya muhtaç bir öteki- gibi sevip ona saygı gösterecek ve anlayışla karşılayacaksın. Bu herkes için farkedilmeden yaşanan süreç, senin için -senin açık diğman için- bir şans olacak.

Lapaix'de ben 22’li yaşlardayken babam da bir süre kalmıştı ; bahçesindeki o küçük Meryem heykeline ve bahçıvana selam olsun, kuş cıvıltıları ve esenlik dilerim... Orada "masöz"ler hala "bıyıklı" mı? Ha ha ha...

 

Sevgiler

 

M


 

 

Merhaba M hocam,

Ben R'nin babası H. R sizlere cevap veremediği için çok üzülüyor. Maalesef 35 günlük Lapaix tedavisinden sonra durumu tekrar kötüleşince, Bursa'da Uludağ Üniversitesi Psikiyatri Kliniği'ne yatırdık. 17 gündür klinikte. Kendisinin size mail iletme şansı olmadığından benden istedi. 

 

Hocam, kendisi öncelikle sizin mailinizdeki iyi dileklerinize çok teşekkür ediyor. Şu anki durumu doktorlar ile görüşmemiz neticesinde maalesef önümüzdeki dönem üniversiteye devam etmesine müsaade etmiyor. Kendisi Öğrenci İşleri'ne dilekçe vererek dönemi dondurmak istiyor. Şu anki kendi düşüncesi, Belçika'da tekrardan bir üniversitenin felsefe bölümüne başlamak. Tabii ki iyileşmesi uzun bir süre alacak. Umarız ikinci döneme başlayabilir. 

 

Sizlere R ve kendim adına çok teşekkür eder, sağlık, sıhhat ve mutluluk dolu yeni bir dönem dilerim.

 

H

 

--

 

Merhaba H bey,

 

Aslında mesajınızı okuyunca rahatladım; olumlu ve inişli çıkışlı da olsa kontrol altında bir süreç devam ediyor gibi  görünüyor. Lapaix'deyken kendisini bir an ziyareti bile düşündüm ama sonra Felsefe’nin onun için yaratacağı çağrışımları düşünüp gereksiz olabileceği kanaatine vardım.

Başta kendisine ve siz fedakar aile bireylerine güç, kuvvet ve sabır, metanet diliyorum.

Bana durumu hatırlatan kısa mesajlar atmanızı diler ve teşekkür ederim.

 

Not: Hastane ve doktor raporuyla kayıt dondurma işlemi kolayca gerçekleşecektir.

 

Sevgiler, saygılar

 

M

 

--

 

Merhaba M hocam,

 

Size çok önemli bir gelişmeyi bildirmek istedim.

Yarın N hoca R’yi Bursa’da hastanede ziyaret edecek ve görüşecek.

Kendisi ile bir aile dostumuz vasıtasıyla irtibat kurduk ve kendisinin 19.09 pazartesi günü Uludağ Üniversitesinde olacağını öğrendik. 

Şimdi, N hoca R’nin acilen hastaneden çıkartılıp İstanbul’da Psikanaliz ile tedavi olmasının çok uygun olduğunu aksi taktirde R’de hastanede kapalı kalmaktan ve verilen ilaçların etkisi ile çok daha başka sıkıntılar meydana gelebileceğini söylüyor.

 

Selam ve saygılarımla,

 

H

 

--

 

Merhaba H. bey,

 

R’nin her halükarda N. beyle teması hayırlı olmuş. N. beyin psikanaliz çevreleriyle teması ve bilgisi yoğundur. Ben de psikoloji lisansı sahibiyim ama; şu noktayı da göz önünde bulundurmak ve R’nin şu anki pskiyatrist doktorlarına danışmakta ziyadesiyle yarar var. Şu an R akut, şiddetli bir kriz sürecinde, aldığı bazı ilaçlar dahi onu sürekli gözetim altında tutmayı gerektirebilir, ayrıca bazı ilaçların kesilmesi zamana yayılan kontrollü süreçleri gerektirebilir. Kısaca, serbest bir psikanalik kürün başlaması için de pskiyatristlerden görüş ve izin alınmalı. Biliyorum ki bu iki bilim birbirleriyle pek dost değil, ama intiharın ivediliği gibi bir durumda söz hakkında öncelik psikiyatristte olmalı. R, krizi ile felsefi düşünceleri harmanlama maharetiyle işleri güçleştirme yolunda: bu sürece biz filozofların ve psikanalistlerin tartışmayla müdahil olmamız anlamına geliyorsa akut krizi entelektüel liberal tartışmaya çevirme ve tahammül edilebilir seviyeye çekme anlamında bir başarı olacaktır. Ancak bu süreç R’nin zaten ömrü boyunca içinde olacağı bir süreç olacaktır. Mesele onu akut-şiddetli krizinden çıkarıp sözel, kitabi, tefekkür alanına çekmek. Bu arada -felsefe- tamamen ikincilleştirilebilir de: Ben şahsen müzik, resim, film, heykel gibi el becerisi ve duyusal yorucu ve tatmin sağlayan meşgalelerin bu süreçteki önemine şiddetle inanırım: hatta spor, doğa gezileri, yüzme, vb. Bambaşka efort ve becerilere bu beden sevkedilebilir. Sizler onun şahsi karakterini daha iyi bilenler bu süreçte ufuk açıcı olacaksınız.

 

Sevgiler ve cesaret...

 

M

 

--

 

Merhaba M hocam,

 

Maalesef R’nin intihar isteği giderek artıyor.

Doktorları R’nin kendileri için çok zor bir hasta olduğunu çünkü çok zeki olup kafasındaki fikirleri çok iyi savunduğunu söylüyorlar.

Kafasındaki fikirlerin dayanak noktaları Schoepenhauer’ın görüşlerine dayanıyor ; özünde hayatı yaşamaya değmez bulup tek yapılması gerekenin intihar olduğunu savunuyor.

Son 6 aydır sürekli yanında tuttuğu ve okumaya çalıştığı kitap, Que Sais -Je? serisinden Edouard  Sans’ın Schopenhauer kitabı.

Bugün bana Albert Camus un bir fransızca kitabından gene aynı düşünceleri, intiharı, savunan bir bölüm okudu.

 

Değerli hocam, bizim R’nin bu görüşlerine karşı savunabileceğimiz düşüncelerimiz magazinsel sözlerden öteye geçemiyor.

Sizlerden ricam R’ye bu takıntısından çıkış yolu gösterebilecek felsefi düşüncelere ulaşmasında ışık tutmanızdır.

 

Çok teşekkür eder, selam ve saygılarımızı sunarız.

 

H

 

--

20 Eylül 2016

H bey,

 

Deminki mail'i yazmadan da 24 saat düşündüm. Zira konu hassas ve kritik. Bu mail'inize cevabım ise şu olacak:

Ben şahsen hiç kimsenin bir Felsefe kitabı okuyarak -özellikle R gibi ortalamanın çok üstü, nadir zeki birinin- intihara karar vereceğini düşünmüyorum. Bu bir "bahane" (pré-texte). Ama krizin tekst, metin, kitabî hale gelmesi açısından da olumlu.

Bence: R felsefe dışı bambaşka bir gençlik bunalımının (hangisi?)  onu intihar fikrine sıkıştırdığı nedenledir (=yaşadığı kriz) ki Felsefe kitaplarından -özellikle siz ve doktorlarla, sonra da belki biz felsefe hocalarıyla geçtiği iletişim düzeyinde, dolayımlanmış sembolik düzeyde- intihar fikrini aklileştirmek (temellendirmek, rasyonalize etmek) adına yararlanıyor.

Dolayısıyla psikanalitik kürün zamanı gelmiş, kriz akut durumundan çıkmaya, müzmin seyrine yol almaya meyletmiş diye yorumlanabilir. Sadece bu yavaş geçişi iyi planlamak lazım. N bey özünde haklı yani.

Kasten ve imajiner/ düşlemsel düzeyin lehine olacak şekilde kötüye kullanılan (aklileştirilmeye çalışılan) Felsefe bizlere R ile bir iletişime girme zemini açıyor. Bu (bu zemin) bir ilerleme. Meydan savaşını felsefede yapmak istiyor: dolayısıyla savaşacak muhataplarının olması lazım.

Kurgusal olarak (ilerki aşamalarda), psikanalizde "transfer" dediğimiz süreç devreye girecek ve bizi -olumlu Felsefe temsilcilerini- sembolik olarak öldürmek, yenmek, çürütmek isteyecektir: şimdiden bu argümanlara hazırlıyor kendisini okumalarında...

İmdi, bizlerin yaşları büyük ve önemli mevkilerdeyiz; dolayısıyla o bize ketumca şunu diyecek: "Siz kendinizde bazı meseleleri çözdüğünü sanan sahtekarlar, kuklalarsınız". "Ben felsefede her şeyi çözdüm, işte: bunun sonu ölüm", vb. Bana olan derin saygısından bunları asla bu şekilde dillendirmeyecek tabii. "Transfer" anında bir kriz anında bunu söyleyebilir ancak. Kısaca Lacancı psikanalize göre bizler "Büyük A" (Öteki)yız...

 

İmdi, oysa ki mesele "biz" değil, öteki ötekiler... R kimleri külliyen reddediyor? Ve onlarla nasıl yeniden barışabilir günlük hayatta (Reel)? Bunu bulmak lazım. Başta siz ailesi hedef tahtasında olabilirsiniz: bu çok muhtemel. Ama siz onun hayatında bir sekans'sınız. Onun gelecekteki yaşamında o diğer ötekilerle de barışması gerekecek. Felsefe'den zerre kadar anlamayan diğer fânilerle R nasıl barışacak, ya da görmezden gelmeyi öğrenip tahammül etmeyi öğrenecek.

 

Ve hayatta kendi misyonunu gerçekleştirmek için (en azından bu misyon adına), yalnız başına kendi canlı bedenine (içimizdeki hayvana, mesela kedi gibi bir can taşıyana: kendisine) iyi davranmayı öğrenecek: Kendi bedenini yaşlanıncaya kadar taşıyacak. Nefsine, Allah'ın kimi hangi takdirle ona bahşettiği nefse eziyet etmeyecek... (İnançlı olsa, dinde böyle daha çok argüman var, ne insanlar bunlarla ayakta duruyor)...

 

Hayatı anladığı fikrinden  vaz geçirmek gerek onu: hayat anlaşılmadığı, maksadı önceden belli olmadığı, bu maksadın aranması gerektiği için anlamlı ve yaşamaya değer...

 

Sevgiyle...

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder