25.09.2016

TAKVA NEDİR NE DEĞİLDİR BİLMECESİ


TAKVA NEDİR NE DEĞİLDİR BİLMECESİ

(15 adımda Takvâ’ya yaklaşmak)

 

1.   Atın, eşeğin, merkebin, ama özellikle de insan yapımı katırın Varlığını (Varlığının anlamını) anladığınızda; "Takvâ"'yı da Kur’ân’da adı bile olmayan Frasça « namaz » ile, («salât » hariç), genel olarak ibâdet, camii, mescid’e devam vb. ile çeviremeyeceğinizden, « Allah’ın emirlerini yerine getirmek » veya « Allah korkusu » diye kestirmeden çevirip geçiş-tir-me-meyi de öğrenmiş olacaksınız!
 

“İki fotoğraf içinde, insan ve hayvanların arasındaki farkı gördüm. İyi ki iyi insanlar hâl varlar!” (diye paylaşmış @figeenn29)


 

2.   İstanbul bir yana bırakılacak olursa, Anadolu'nun Moğol istilâlarında bile bu derece kültürsüzlük (anlayışsızlık) seviyesiye indiği vâk'i olmadığı bir çağda –bugün- sen ne güzelsin Sezai K.!

 

« Hıristiyanlar sembol olan çarmıhı somut olarak anlama yanlışına düştüler. İnsan nefsi çarmıha gerildikten sonra ruhun İsası doğar.”, demiş Sezai Karakoç…


 

3.   "İkinci kısmını" anlıyorlar da, rüya âleminde zombi gibi yaşayanlardan ilk kısmını anlamalarını istemek biraz fazla değil mi? 1 ilâh, 2 ilâh : farkı ne ?

 

Çok güzel ve dramatik bir şekilde sorulmuş bir soru :

“''La ilahe illallah'' derken neyin altına imza attığının farkında mısın?”


 

4.   Allah senin ne « sevgi »ne ne de « korku »na muhtaçtır; Takva burada değil, belki en fazla niyetinde (niyet de sözünde). İltifâtın özünde değil sözünde zâhir'dir.

 

“Sen Allah ile beraber olunca, O, daima varlığının işaretlerini sana hissettirir.”, demiş Malcolm X


 

 

5.   Bundan iki sonuç ortaya çıkar: 1- Özne'nin bilişsel bütünlüğü yoktur: hükmedemediği bağımsız organlardan müteşekkil bir « aglomera »dır (ya da 20. yüzyılda Freudculuğun kabul ettiği gibi bir « kompleks »tir); 2- (Sizi) Niyet'ten, kalb'den yargılamayacağız… (Bu da « 4 » ile çelişkili olacaktır.)

 

« Gün gelecek, elleri, dilleri ve ayakları yapmış oldukları kötülükleri tek tek bildirerek, aleyhlerinde şahitlik edecektir » (Nur Sûresi, 24 :24)


 

6.   "Ben"in aleyhine şahitlik (Eşhedü) edecek hangi organ varsa ya şimdi konuşsun ve şikayetini bildirsin ya da sonsuza kadar sussun Bir'icik'e!

 

7.   Solus ipse –yalnız bir kendilik olma- (bazı üst memeli hayvanlar dahil, ontolojik/ Hilkat/ Fıtrat) koşul ise, diğer yalın/ yalnız olma halleri ampirik'tir (olumsal ve olgusal sebep/ sonuç ilişkisine tâbii): Allah şüphesizdir ki (Ben’i birilerinden korumaktan önce) birilerini Ben'den koruyor…

 

« Eğer hâlâ yalnızsanız, Allah sizi birilerinden koruyor demektir. » [Stoa’nın kozmik inâyet anlayışının bir devamı, bizce]


 

8.   Eisamkeit (Yalnızlık): Ben kendimi öyle bir düzenleme (agencement) içine sokmuşumdur ki, Allah'ın beni korumasına (Takvâ hariç) mahâl vermem.

 

9.   Takvâ şüphesiz Yunanca « Khairos » (Hrisriyan teolojisinden, Pavlus’ta, uygun an, inâyet anı) ile özdeş değil, ama Pro-vidence'ı ön-görmek, İnâyet sahibine benzemeyi/ yaklaşmayı (yakîn olmayı) gerektirdiği noktada Selâmet, yani « Salut »dür.

 

10.               « Salvation », yani bence « özgürleşmek » ; şeriât’in hükmünden de -Sezai’nin dediği gibi İncil denen kitapta, veya şu ya da bu din’in varsayılı ritüelinde değil-, « ruhun İsâsı’nın doğuşunda » özgürleşmek…

 

11.                (Dayn : yani, borcun Tevhîd’i, yani tek bir hiperbolik-hipotetik noktada birleşmesi ; ya da Tevhîd’in -bizim üzerimizdeki- borcu…)

 

12.               Malcolm X'in protestan Kierkegaardcılığına katılıyorum: "Tanrı seni, senin O'nu sevdiğin Aşk ile sever", diyordu Kierkegaard da: Ne kadar ekmek o kadar köfte simetrisi…Takva’nın özü buralarda…

 

 

13.               Eylem değil, söz hürriyeti, bağışıklığı (immunité) esastır: Vahiy emir değil, Açımlamanın açıklığına (istersen İmtihan, Deney) davettir: Hayat ! Yoksa « hayat »ın, yani sıfırdan dünyaya gelmenin hiçbir anlamı, hikmeti olmayacaktı…

 

« İyi ya da kötü, ağızdan çıkan her sözün bir hesâbı vardır. » (Evzâi)


 

 

14.               İncil de "sol elin günah işlerse sağ elinle kes" diyor, ama kimse mecâz'dan Şeriât kurmuyor: Niye? Hristiyan Ümmeti'nde (sezen, sezgi sahibi) Sezai'lerden çok var (geçmişte olmuş) da ondan…

 

15.               Bu "teknoloji" değil ki Japon'dan ithal edelim; Petrol değil ki Arap'tan satın alalım, Avrupaî Fikir ise zaten yandın (Fikirler çok zor ihraç ve ithal edilebilirler : kol saati değil ki Afrikalı’dan satın alıp takasın bir fikri kafana): demek oluyor ki, « İsmin Yalın Hali » bu…

 

“Kadına davranış şekli, erkeğin imanının kalitesini gösterir.”, (diyor @takva_life)


 

1 yorum:

  1. "Takvâ nedir ne değildir bilmecesi (15 adımda takvâ'ya yaklaşma)" ... Türk'ün çevirisi olmayan bir kavramla imtihânı!

    "Enigme de Piété (Takwa): ce qu'elle est et ce qu'elle n'est pas: s'approcher d'elle en 15 pas" -Notes publiés & lisibles en plusieurs langues grâce à "Google Translate"...

    "Piété" Fr., "pietà" en It., "Fromm/lich(keit)" en D. : "La question est la piété de la pensée" (M. Heidegger).Takwa en Arab... Intraduisible encore en Turc!...

    YanıtlaSil