10.10.2020

Gizemsiz bir Giz

 

Sır, Giz ve « Saklı Sanat » Üzerine...

Gizemsiz bir Giz

 

Kant : « Il y a un art caché dans les profondeur de l’imagination » (Imgelemin derinliklerinde saklı bir sanat var) ...

 

*

 

*Derrida’dan bir sır tarifi: « Sır, taşıdığım, bende olan fakat ben olmayan, dahası, beni aşan ve erişim şansı bulamadığım bir şeydir. Ona ifşa etmeyi istemediğim için değil, ne olduğunu bilmediğim için ulaşamam. »

 

Benzer bir şeyi, Muallim Nâcî de tecrübe etmiş gibi görünüyor:

Izdırâb-ı cânı vâ-hayfâ ki cânân bilmiyor

Başkadır derdim onu cânân değil cân bilmiyor

 

Me :

"Sır" kelimesi tarihsel yoğunluğu açısından "giz"den daha "şık" durabilir; ancak Derrida açıkça "giz, gizemci değildir" (Çile[1]/ Passion, s. 57) dediğinde olduğu gibi ne mistik ne de sır gibi verilebilir, paylaşılabilir, tutulabilir, saklanabilir bir şey olan giz'den (secret) söz eder.

 

Sözü geçen çevirilerde Derrida her defasında "secret" demekle beraber (Fransızcada sır/ giz ayrımı olmadığından –onun yerine burada tam da yerinden oynatılan mystère/ secret farkı var) giz'in koşullu ve (Kant manasında) "problematik" dediği şekle büründüğünde (askeri sır, meslek sırrı, vb.), çevirmen "sır" kelimesini kullanmıştır (s. 56).

 

Rica etsem kaynak metin nedir?

 

*Metin Derrida’yla yapılan bir röportaj: “Abraham’s Melancholy.”

 

Hoş göndermeleri olan başlık; gene Kierkegaard'ın alanı: "(giz) K.’nın varoluşa atfettiği ve kavrama direnen veya sistemin kendisini, Hegelci diyalektiği bozduğu gibi bozan mutlak öznellik düzenine ait bir şey bile olmayacaktır. Etik, estetik, (a ya da b dini) hiçbirine ait olmayacak, ne dünyevi ne kutsal olacaktır", s. 55

 

Tasavvuftaki "sır" edebiyatına koşut Hristiyanlıktaki "mysteries"(mysterium tremendum; ürpertici, titreten gizem)ile gizemleştirmeme adına o kadar mesafe konmaya gayret edilip metnin giz hakkı "size bir sır vereyim: Edebiyat hakkı/ aşkı" (Çile; s. 60) ile sonlanması Modern Çağ'da sır!

 

*Derrida’nın da sıklıkla işaret ettiği, sırrın paradoksu...

 

[Peyami Safa G. ile sohbetten]



[1] Kabalcı y., 2008, çev. M. Başaran

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder