9.10.2020

Lehçe-tül Hakâyık'a Gûreba

 

Lehçe-tül Hakâyık'a Gûreba

(Hayvanlar Fakirse, İnsanlar Gûreba'dır)

 

-[Başladığımız noktaya dönüyorsak, gelecek zannettigimiz şey 'geçmiş'tir belki de. @lehcetulhakayik ]

 

Bazen tesadüf mü kader mi, ince bir zorunluluk labirenti mi bizi oraya sürükler veya temas ettirir veya bu şansı bize (yeniden) vermek ister, bilinmez, emin olunamaz; ama işte o şey gene karşımızda kaldığı(/mız) yerde bizi beklemektedir: Her işin Aşil topuğu!

 

Söz konusu olan bir "şey" değil de bir "kişi" ve çok katlı bağlamı içinde bir "ilişki" ise durum daha da karmaşıktır; bundan daha da karmaşığı, belki de daha öğretici olanı ise, unutma'nın şansı ile kocaman süreler verdiğimiz "iş"de (süreç) görülür: Tez, kitap, eser, film,vs. sonunda…

 

Her hâlükârda, bizden tam bağımsız olmayan ama tümüyle de bize (kaderimize) ait olmakla birlikte tamamen bizim dışımızdan gelen, muştulanan bir "şey"dir bu. Ne olduğunu bulmak aramanın (süre/ unutma/ yeniden bulma) şansına kalmış, Eflatun'un hatırlama kuramında çok kötü anlattığı birşey.

 

Sıkça şu itirafı duyarız: Yıllar sonra doktora yazılmış, savunma yapılmış, rahatlamıştır özne; ama şu tekrardan başka türlü yazma hissiyatı: "Keşke sonunda varacağım yeri baştan bilseydim, başka türlü yazardım".

Bir romancı, yazar, bunu çok nadiren kamuyla paylaşır; zirâ yeni kitap zaten yoldadır!

 

Bozuk plak gibi, hep aynı yerde takılan, bozulan ilişkiler de böyledir. Don Juan bunu baştan bilir, plağı hep yarım çalar. Zavallı idealist ise olmayan bir "imago"nun peşinden kadınları çoğaltarak imgesini eksiltir/ eskitir; sadık koca her gün diğer öğünün aynı yemeğini karısıyla iştahta yer.

 

Neyse ki, işin sırrı unutma, bize bütün bunları unutturur; semâdaki gök cisimlerinin neden döndüğünün bilmediğimiz gibi, yeni güne kaldığımız yerden devam ederiz: İşe yeniden eğilen yontucu, keskisini, perdahını aynı ritimle mermer satha vurur, içindeki Khôra’dan ışık vurana, kör olana dek…

 

Neyse ki Aydınlanma çizgisel ilerleme anlayışıyla (semâvi dinlerin ahiretine öykünerek) bizi bu zanaatkâr dünyasına mahsus yineleme cehenneminden seri üretim bandını, penceremizin önünden akan caddedeki trafik/ Tarih veya Geri Dönüştürme çöplüğünü icat ederek kurtarmıştır. Kutlu ola!

 

Bir Alman filozofun dediği gibi: "Taşın dünyası yoktur [Semâda dönen gök cisimleri süreğen, ama henüz dünya değildir], hayvanın dünyası ise fâkirdir [hep aynı şeyi yapar; "kedi konuşur ama hep aynı şeyi söyler" -Derrida), İnsanlar ise[1] lehçe-tül hakâyık'a [gerçekliğin türlü dillerine] gûrebadır."

 

 



[1] “İnsan ise dünyalar tasarımcısıdır (configurateur)” diyordu Heidegger. (değiştirdik)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder