Lehçe-tül Hakâyık'a Gûreba
(Hayvanlar Fakirse, İnsanlar Gûreba'dır)
-[Başladığımız noktaya dönüyorsak, gelecek
zannettigimiz şey 'geçmiş'tir belki de. @lehcetulhakayik ]
Bazen tesadüf mü kader mi, ince bir zorunluluk
labirenti mi bizi oraya sürükler veya temas ettirir veya bu şansı bize
(yeniden) vermek ister, bilinmez, emin olunamaz; ama işte o şey gene karşımızda
kaldığı(/mız) yerde bizi beklemektedir: Her işin Aşil topuğu!
Söz konusu olan bir "şey" değil de bir
"kişi" ve çok katlı bağlamı içinde bir "ilişki" ise durum
daha da karmaşıktır; bundan daha da karmaşığı, belki de daha öğretici olanı ise,
unutma'nın şansı ile kocaman süreler verdiğimiz "iş"de (süreç)
görülür: Tez, kitap, eser, film,vs. sonunda…
Her hâlükârda, bizden tam bağımsız olmayan ama tümüyle
de bize (kaderimize) ait olmakla birlikte tamamen bizim dışımızdan gelen, muştulanan
bir "şey"dir bu. Ne olduğunu bulmak aramanın (süre/ unutma/ yeniden
bulma) şansına kalmış, Eflatun'un hatırlama kuramında çok kötü anlattığı
birşey.
Sıkça şu itirafı duyarız: Yıllar sonra doktora
yazılmış, savunma yapılmış, rahatlamıştır özne; ama şu tekrardan başka türlü
yazma hissiyatı: "Keşke sonunda varacağım yeri baştan bilseydim, başka
türlü yazardım".
Bir romancı, yazar, bunu çok nadiren kamuyla paylaşır;
zirâ yeni kitap zaten yoldadır!
Bozuk plak gibi, hep aynı yerde takılan, bozulan
ilişkiler de böyledir. Don Juan bunu baştan bilir, plağı hep yarım çalar.
Zavallı idealist ise olmayan bir "imago"nun peşinden kadınları
çoğaltarak imgesini eksiltir/ eskitir; sadık koca her gün diğer öğünün aynı
yemeğini karısıyla iştahta yer.
Neyse ki, işin sırrı unutma, bize bütün bunları
unutturur; semâdaki gök cisimlerinin neden döndüğünün bilmediğimiz gibi, yeni
güne kaldığımız yerden devam ederiz: İşe yeniden eğilen yontucu, keskisini, perdahını
aynı ritimle mermer satha vurur, içindeki Khôra’dan
ışık vurana, kör olana dek…
Neyse ki Aydınlanma çizgisel ilerleme anlayışıyla
(semâvi dinlerin ahiretine öykünerek) bizi bu zanaatkâr dünyasına mahsus
yineleme cehenneminden seri üretim bandını, penceremizin önünden akan caddedeki
trafik/ Tarih veya Geri Dönüştürme çöplüğünü icat ederek kurtarmıştır. Kutlu
ola!
Bir Alman filozofun dediği gibi: "Taşın dünyası
yoktur [Semâda dönen gök cisimleri süreğen, ama henüz dünya değildir], hayvanın
dünyası ise fâkirdir [hep aynı şeyi yapar; "kedi konuşur ama hep aynı şeyi
söyler" -Derrida), İnsanlar ise[1] lehçe-tül hakâyık'a [gerçekliğin türlü
dillerine] gûrebadır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder