Ya
S/T öz Yazı; Yazı da S/T öz ise…
Ünsüz Filozof @metaksuplaton
« (...) Platon’u Platon’dan
Marx’ı Marx’tan hatta dini bile sadece kutsal kitaplardan hareketle anlayalım.
Başka türlü metne nüfuz imkanı yoktur. Elbette metnin dışında bir şey olmadığı
yollu Derrida sözü büsbütün doğru değildir.
Sözünün aslına katılmasam da Derrida’nın sözü şu şekle getirilebilir: “
Eleştiri geliştirecek olan için metnin dışında bir şey yoktur,
olmamalıdır.” »
Bu, şuna benzedi: Sadece "La ilahe illallah" dersem %20
müslüman olmakla yırtar mıyım? Ee o da kendinden önceki iki tektanrıcılığı
alıntılıyorsa, geri kalan %80 de tamam. Ama diyorsun ki, Allah bu kitapların
hiçbirine indirgenemez: Yazıdan münezzehtir. Deist oluyorsun o zaman da. Kaçış
yok!
Ünsüz Filozof : Onu
demiyorum. Zaten Teizm/ateizm/tartışmaları bile Aristoteles kökenli deistik
modele göre oluyor. Ben inanan ya da inanmayan olabilirim. Ama
deist/teist/ateist olmam. Sadece dini metinler- buna Hadis’i de dahil ederek doğru anlaşılmadan dini eleştirmemek
gerektiğini söylüyorum.
Haklısınız. Ben
tartışmaya sadece Derrida'nın "yazı"dan anladığı şeyin %20sini
anlayıp onu tartışmaya sokmanıza karşıyım, o kadar. Yazı, sözde "yazının
icâdı" denilen şeyle, veya Yunanî kültürde "felsefî" denilen
metinle başlamış ve bitebilecek bir şey değil; expanded, Derrida'da...
Ünsüz Filozof : « Derrida’nın
yazıdan anladığı şeyi, Grammatoloji’de
gayet açık. Ben yazı kavramını işin içine katmadım. Ve metin kavramı
Derrida’nın anladığı biçimde geniş olarak da ele alınabilir, darlaştırılabilir
de. Yazı ile Metin tam anlamıyla özdeş değildir. Bir de %20ye bir takıntı mı
var? »
Takıntım paper notlamadan olacak... « Haklısınız » demiştim, ama
metin ve yazı arasında doğa farkı çıkarttınız şimdi de... Hm, şimdi Doğa var
ya, yazı dışında; Yüce Tanrı sive
Doğa eğer yazı olsaydı, bizde yazı doğuştan olurdu; okuma-yazma, dil öğrenme
derdimiz de olmazdı, argümanını kullanın...
Ünsüz Filozof : « Israrla
söylemediğim şeyleri söylemişim gibi yapıyorsunuz. Ve buna karşı argüman
geliştiriyormuş gibi yapıyorsunuz.Yazı ile tanrı özdeşleştimeniz ya da Latince sive’yi araya sıkıştırmanız
söylediklerinizi argüman yapmaz. Yazı ile tanrı, Metin ile tanrı sizin kafanızda[1] yan yana.
olabilir. Ama bunu ben söylemiyorum. Yazı ile ilgili Platonik mitos
açısından yazıya bakıyorum. Derrida’nın tezlerine de çoğu yerde katılıyorum.
Yaptığım sadece bir filozofun bir sözünü çok basit anlamda olarak genişliğini almamam.
Ki bu da S.K’un çiftanlamlılık kavramına uygun.»
Kavga modundan çıkıp metafizik moda geçin! Doğa, Tanrı, Töz: Bunlar,
Metafiziğin kendi dışlarında başka bir şeyin olmadığı, her şeyin kendilerine
rücu ettiğini iddia ettiği kavramlar (ben veya Derrida icat etmedik): Derrida, "töz
benim için yazıdır" diyor; demek alay ediyor basitçe!
Ünsüz Filozof : « Siz
anlamadınız galiba. Platon gigantomakhia peri tes ousias
dediğinden beri tözlerin savaşı var. Metafizik kavramları yanlış
kullanıyorsunuz. Wittgenstein’ın dediği gibi imlerinize hiçbir imlem bağlı
değil. Tanrı, doğa, yazı bu kavramların hiçbiri üzerine konuştuğunuz tarzda
İmlerimle ben bir şey imlemiyorum; onlara uzlaşımsal
"resimler" takan ve kavga eden siz. Derrida oynuyor. Ciddi değil.
Haydi o zaman sizin dual dünyanızı (iki tözünüzü gördük işte: Yazı VE dışı, dış
dünya (emperia, doğa, imlem?
gösterilen): Peki yarı yarıya mı? Yüzde kaçı gerçek?
Ünsüz Filozof : « Bunu
bilemeyiz. Derrida Phaidros’un kurmuş
olduğu oyunun içinde de olabilir. Ne de olsa kendisinden önce yanlış anlaşılan
bir Metin onun tarafından da yanlış anlaşılmış[2]
olabilir. »
Ünsüz Filozof : « Derridayı
yanlış okuyorsunuz. Dış kavramından tamamen vazgeçmez Derrida. Hatta bütün
metafiziğin sonu değil kapanışı der. Siz bir yandan Derridacı görünüp öte
yandan dibine kadar metafizik içindesiniz. Terk edilmesi gereken ikili
metafizik-mantık budur. »
"Kapanış" (clôture),
"Analitik" kepenk kapatmayla olmuyor. Hapishane manasında...
Achievement: mantığının son terimine varması... Bence Derrida da koyu bir
metafizikçi, Heidegger de, Nietzsche de... Ben kimim ki?
Ünsüz Filozof : « Kim olduğunuzu bilmiyorum. Ama Nietzsche
metafizikçi, ama Heidegger ve Derrida değil. »
« Ya bir söz hatta kitap
üzerine inceleme yapmak metafizik olmaz gibime geliyor. »
O halde Nietzche'nin derunî 'Şemsiyemi unuttum' önermesi üzerine kitap
yazan şaklaban diyelim de olsun bitsin bu iş. Ya da gereksiz "Van Gogh
ayakkabı » kavgasına gereksiz yere müdahil olan bir neofit...
Aynı, Fıkıh, Kelâm, Şerh uzmanı olmanın daha iyi müslüman olmaya, Tanrı'yı
(bu kelimeyi her kullandığımda tanım ve özür; öz-savunma vermem gerek sanırım) daha
iyi tanımaya yeterli olmaması; bir dilde söyleyebileceklerini başka dilde
söyleyebilmenin iki dil [iki dünya[3]]
bilmek anlamına gelmemesi gibi...
Ünsüz Filozof : “Tanrı
için özür dilemenize gerek yok. Tanrının koruması değilim. Ama Derrida
Grammatoloji’de metafiziğin yöntemlerine tanım gibi,kanıtlama gibi son derece
bağlıdır. Ve bunu söyler de. Sadece bana suçlamalarınızın haklı olup olmadığına
bakarım. Emin olun anlamaya çalışıyorum sizi. »
Ünsüz Filozof : Siz anlamadınız galiba. Platon gigantomakhia peri tes ousias dediğinden beri tözlerin savaşı
var. Metafizik kavramları yanlış kullanıyorsunuz. Wittgenstein’ın dediği gibi
imlerinize hiçbir imlem bağlı değil. Tanrı,doğa,yazı bu kavramların hiçbiri
üzerine konuştuğunuz tarzda
« ...konuşulmaz. Çünkü ne tanrı tanımınız var, ne doğa tanımınız
ne de yazı tanımınız. Bunları konuştuğunuz bağlam yok. »
Ayrıca Doğa kelimesini kullanmamışım bile . Bana
doğa ile ilgili açıklama yapıyor. Derrida’dan öğrenilmesi gereken önemli
şeylerden biri de okuma’dır.
İçlem'i, kaplam'ı hallettik, şimdi bağlam'a
geçtik: Bağlam, sosyal medyada Derrida'yı yanlış aktaranları saptayıp önüme
düşüren Bot and Sovereign'in seçtiği
her şey... Bu kadar basit. Ben neden tanım yapayım, yazmam yeterli...
*
Doğa, Tanrı, Töz:
Bunlar, Metafiziğin kendi dışlarında başka bir şeyin olmadığı, her şeyin
kendilerine rücu ettiğini iddia ettiği kavramlar (ben veya Derrida icât
etmedik): Derrida, "töz benim için yazıdır"[4]
diyor; demek alay ediyor basitçe!
"Le renversement du
Platonisme"i yazarak Nietzsche'nin, hakikât arayışı yerine
"simulakrları" kutsamasını öven Deleuze'ü (Derridacılar) o halde
hak/lı/sız yere ters-yüz olmuş Metafiziğe sadık[5]
kalmakla suçladılar: Eğer "töz yazı; yazı da töz"
ise, Derrida da alayda, ironide ise...
Derrida'nın Foucault'nun Les Mots
& les Choses'da Felsefe'den çıkıp İnsan Bilimleri üzerinden yaptığı eşi
benzeri görülmemiş Metafizikten Çıkış'tan sonra Derrida'ya Metafiziğin zor
yeri, Hakiki-İyi-Güzel kalmıştı: Çalkantılı, alaylı okumalardan sonra "Adaletin
yapısı çözülemez"e geri döndü!
Derrida'nın Nihilizmin duygusal şantajına (gizli Metafizik) düşmeden
söylediği en yalın & metafizik olmayan hakikât bence şudur: "Ben
yalnızca Fransızca konuşuyorum /yazıyorum". İngilizce konuştuğunda onu
bekleyen tehlikenin farkında: Bedeutung!
Ama imtinâ etmedi, zira derdi ‘kendi’ (imzâsı) olmuştu.
Eğer bir gün, Stiegler imâsı gibi 21. yüzyılı tedavi etme, vb.
terapötik sebepleriyle, bizzat Derrida'nın yapıçözümü yapılacaksa, Son
Seminerlerindeki şifâi (oral şifacı) stille, ilk dönemin yazınsallığı
çarpıştırılacaktır: O zaman ben gene yazı tarafında yer almaya devam edeceğim.
(29-06-2020)
*
Et l'eau, prend-elle des rides?
Oui, la chair de poule, la
brise...
Lac, au coucher du soleil, vers
ténèbres...
Au lacet duquel, quel étang se
stricture?
Celui, au glu duquel tu me
noie...
L'étant-donné,se frise-il?
En un oxymoron vieux, oui
Car lisse et strié sont d'ici,
ci-gît!
(28-06-2020)
*
Berlin, 1933 değil; Fakülte Durağı, 1980 yılında yaptığım bir deseni
temize çektim dün. Bye.
*
Il est à noter que quand nous « ne voulons plus rien à dire »,
car rien ne mérite en soi de se garder (sauf pour les raisons extrinsèques,
circonstantielles, politiques qui sont aussi essentielles pour le nom propre)
sauf le secret du nom propre, comme carapace ou mieux scarabée aveugle,
+nous écrivons davantage ou parlons comme écriture, plus précisement
nous nous baignons dans l'élément de parole (notre lot) ainsi que dans celui du
langage, ou mieux, comme nous enseigne (déconseille) St. Paul, nous "parlons
en langues" au lieu de prophétiser (précher): C'est du Derrida!
(30-06-2020)
[1] Biraz sonra “Phaidros”tan ben
değil, kendisi söz edecek…
[2] Hâlâ, “misinterpretation” modunda…
[3] « Ne kadar dil varsa, o
kadar dünya vardır » diyen Wittgenstein’a atıf...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder