5.06.2020

Ben, Başkası ve Dünya Fikri (Gradiva/ Godiva)


Kör bir ‘sarı nokta’ olarak Ben,
bir çıpa olarak Başkası[1],
ve bir çivi ve semptom olarak Dünya Fikri
@sswavee

"Bazı insanların değişim hızına yetişemiyorum. Kant okuyor idealist oluyor, Hitchens okuyor Hümanist oluyor, John Dewey okuyor Pragmatist oluyor, Marx okuyor Marksist oluyor, Sartre okuyor hemen varoluş krizi başlıyor."

Me :
Dostoyevski'nin "Yeraltından Notlar"ını okumadın herhalde... Modernite demek zaten bu. Yobazlıktan ve bağnazlıktan çıkış, ama sadece çıkış.

"Okuduğum bir kitap, yalnız kaçırdığın nokta; ben Dostoyevski’nin modernite eleştirisi yaparken iradesi olmayan kişiyi “civata” dan farksız gördüğü bu karaktere şaşırmıyorum. Karakterin hızına vurgu yapıyorum."

İşte, o zamanın moderninden senin zamanının postmodernine, demek ki senin 'civata', önce 'tayyare' şimdi de 'fırdöndü' olmuş, ne var bunda şaşıracak? Hem Ece Ayhan demiyor muydu ya, "24 saat 'idealist' kalamıyorlar, hemen satıveriyorlar seni", işte o da "ohne Qualität" Musillik!

@sswavee
"Bu nasıl bir hızdır anlamadım gitti. Az soluklan, bir dinlen, nefes al. Yanlışlıkla bir Sylvia Plath okusa gidip intihar edecek. İllahi bir şeyci olmak zorunda değilsin, biraz kendin olmaya çalış."

"Ben, başkasıdır" demiş, biliyorsun, Rimbaud. Mesele ben'den kurtulmak gibi görünse de aslında "Ben’den özgür" olmak ("kitaplara dalıp kendini her şeyden, herkesten azâde sayıyordu Leylâ"; Tanzimât Romanı). Veya şu : "Hep sırtımın bir köşesinde kendi elimle ulaşamayacağım bir nokta hep kaşındı durdu"... (küçük İskender)

- "“Çivi, çiviyi söker” bu söze bayılıyorum. Şu güne kadar şaştığı bir durum görmedim."

Kısa süre önce, "alımlama yetimiz"i (Annamenung) çalışırken Ahnamem, Ahnamung sözcüğünün "Ich habe keine Ahnamung" ("Hiçbir fikrim -çivim- yok") anlamına düştüm. Fikirlerin "çıpa" gibi bizi karaya bağladığı, kavramadığımız takdirde savurulup durduğumuz, zihnin çıpa, kriter aradığ durumı: Lacan « Point of Caption »

@sswavee
« Granat oluşumları benim için önemlidir mesela. »

Mesela sen "granat" (granit ?) seviyormuşsun ya, ben de "Gradiva oluşumlarına bayılıyorum" (Jensen/ Freud); bilip de bilmezden geldiğim "Godiva oluşumu" da buna eklendi geçenlerde. Biri Vezüv'ün külleri altında; diğeri İngiltere ormanlarının yaprak örtüsü & ayışığı altında fuge-fugitif o an, o enstantane! Jeolojiyle ortak noktası bu...

"Point of Caption"dan muradım (Lacan): "işsiz kalmış arzunun" (Baudrillard) -oka da boka da konar misâli- "ne olursa işimi görür" raddesinde tözsüz olması (ki bu "kendi olanaklarının en hasını seçmesi beklenen Dasein'ı" -Heidegger- gündelikliğin yalınkat divertimento'suna (« divertissement », gönül eğlendirme, oyalanma ; Pascal) kaçırıyor!

Caption, captare'den, Begrieff (kavram) gibi kapma aygıtımızdan, point d'ancrage, çıpa atılan yer (seçimsiz seçim): seçmediğim factice Ben, trans-cender (trans-gender değil, ama sanırım onu da buna dahil etmek gerekecek) ederek (aşarak) kendini Başkası'na kendini (küçük b'yi görmek için) seçtirmesi: Arzu (Lâv, love, law) akışı, Statut quo (State), kapma aygıtınca kapılıyor: Ecce Esse !...

Demek ki "sırtımızda daimi kaşınan" o kör 'sarı nokta' kıvamında "petit a"; yani sabit, tek başına ulaşılamaz zahirî nokta çivi -Ben. Özgürce (deryada) dolaşıma söktüğümüz -circumnavigation- çıpanın ancré (çivili) olacağı (kaşınacağı: "gizli hazineydim bilinmek istedim") semptom da: Dünya!



[1] Burada bağlam Lacan olsa da (Öteki, diyebilirdik), aynılık cehennemini gayet iyi hissettiren Levinas’ın “Aynı” (Özdeşlik, ayniyet) kavramının doğmuş olabileceği şu alerjik (lâv) reaksiyonun hedefinin (“Sen de aynısın, hepiniz aynısınız, sen de onlar gibisin işte!”de kastedilen arayışın) Başka ve Başkası olduğunu düşündüğümüz için bu terimi tercih ettik: Autrui: Başkası… (Volkanik) Lâv yanı akış ile sürtünmenin ve durdurmanın, love ile law’ın point de caption’u…Oltaya, yeme kapılma noktası…Ebedi donuk Gradiva ve sonsuz akışında Godiva…İkisi de entelekt’e ilişkin ve ikisi de kapılamaz, kapanamaz bir mesafe içeriyor entelektüel için…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder