1.06.2020

SELF-IMAGO ET AUTO-AFFECTION




Çağlar Koç: 31 mai 2020

1- Dikkat etkinliği, bir yaşantıya yöneldiğinde onun canlılık derecesini artırabilir mi? Evetse, yaşantının canlılık derecesi ona karşılık gelen temsil içeriğinin yeğinlik derecesine indirgenemez; hayırsa, yine de indirgenmeyebilir.

2- Çünkü bir yaşantıya karşılık gelen temsil içeriği o yaşantıya dahil olan tüm içerikleri tüketmeyebilir. Mesela acı hissettiğimde acıya yönelttiğim dikkat ya acının şiddetini artırır ki bu da acı yaşantısının temsil içeriği o yaşantıyı tümüyle belirleyememiş demektir.

3- Ya da dikkat acının şiddetini artırmaz. Fakat acının verildiği yaşantıya karşılık gelen temsil içeriği bu acı hissini kapsıyor değildir. Başka bir deyişle, acı temsil edilmeden yaşanır. Ve yaşadığımız acının şiddeti o yaşantıya ait temsil içeriğinin yeğinliğinden ayırt edilir.

*

KENDİLİK İMGESİ VE ÖZ-DUYGULANIM

SELF-IMAGO ET AUTO-AFFECTION

Moi-même sur moi-même par autrui:

Il y a quelque chose de moi en lui, ou de lui en moi; en tout cas j'ai toujours cru que je lui ressemblais; et en fait, ce n'est pas si évident que cela; quand je réalise l'imago en moi et la photo réelle devant nous, c'est forcément par après coup psychique qu'une identification simple. pic.twitter.com/HRzrsz2I2U
*

Ia- Incline de penser que -si ce n'est déjà vivre- être affectionné d'un affect X n'est possible (un essaim de possibilités, en fait) qu'à travers non pas par leur corrélat "naturel", mais forcément par des représentations diverses, contingentes ou conventionelles, surtout quand il s'agit au moins de « se le rappeller », de le ramener au « présent vivant »... C‘est « son », « notre » arbitraire...

Ib- Ben, X duygulanımının yaşantılanmasının o duygulanımın bağlılaşığı (corrélat) "olan" değil ama ancak olumsal veya uzlaşımsal olarak onunla bağlantılandırılabilen değişken temsillerle ilişkili olarak henüz yaşandığını olmasa bile duygulandırabildiği (sonuçta bir dolu olasılık eşlik eder) –en azından- hatırlandığını, "geri çağrıldığı" veya "şimdide canlandırıldığını" düşünme eğilimindeyim...Bu tam da « onun », « bizim » keyfiliğimizdir...

II- Ancak neredeyse dağınık, kaçan, yakalanmasına pratik bir nedenin eşlik etmediği bir mevcudiyetin sahih alımlanışına eşlik eden, bir travmada olduğu gibi seçimsizce, pasif değil, ama giderek daha da şahsî, neredeyse beğenilerle (affinités éléctives -Goethe) bağlılaşıklarını kuran bir duygulanım sahih ve şairanedir.

III- Burada, benin sadece geçmişinin değil ama mutlak şimdisinin mevcut alımlanış biçiminde dahi şeylerin aciliyetinin saldırısı imagoların salto hareketiyle savuşturulabildiği takdirde öznenin ben yapımının şahsî ve özgür olduğu, epistemontolojik olarak özgürlüğün kurulduğu etkin çekirdekteyiz (noyau actif).

IV- Self-Imago, kendilik imgesi veya uzlaşımsal bağlılaşıklarından çözülmüş özgür temsillerden söz edilebildiği ölçüde, temsiller dünyasına hapsolduğumuz ve onlardan kurtulmamız gerektiği yollu kısa slogan eleştiri geçersizleşir; tam da temsile karşı temsili oynayarak kendisi temsili-olmayan korunur (tutulur).

V- Je ne peux soutenir moralement le précepte spinosiste de s'écarter de toute "situation triste" que s'il encourage le sujet à se retrouver dans des situations où, par leurs structures fuyantes, elles le laissent  la possibilité d'une imagination jouante pour mieux s'armer en défense.

VI- Mais en fait, au delà et même en deça de tout précept ou du conseil, un sujet justement découragé mais pas abattu qu'il fuit en image devant l'intensité de l'évènement qu'il va cerner de tout son bagage-image, soit du corrélat soit d’incongru: C'est devant cette extrême-limite d'affliction dont on se dépasse...

VII- Là où buté à l'extrême affliction que le sujet se voit en lui voler en éclat toute image et toute représentation en corrélat congrue, associée par convention causale ou armée des préjugés scientifiques du jour; toute schème d'explication se voit brisée devant la (res)source –si encore- inépuisée...

VIII- La ressource face à une source momentanée, voici l’équation déjà inégale du sujet dans son acte de liberté dont la dignité d’in-différence n’est pas abimée, et la source se maintienne comme source tout en ne se résumant ni ne se réduisant à des ressources dont nous sommes capable en possibilité toujours d’avance exércée et modulable par arbitraire -soit horizontale, synchronique, soit verticale, en profondeur et en hauteur, diachronique...Double articulation du schématisme...

IX- C’est une affaire de retention et protention pour la maximum d’intensité retenue dans un laps du temps qui ne s’affaisse devant l’emperia du pathè...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder