Alımlamaların
Sayısı : Not içinde Not
Nombres
des Réceptions
Annahmenungen
Hamiş:
Buğün, 17 mayıs 2024; ve bu metni[2] yazdığımı,
yayınladığımı (tuzlayıp bir köşeye kaldırdığımı) tamamen unutmuş olduğumu onu
tekrar bulunca dehşetle[3] fark
ettim: zira, şu sıralar daha çok "horoz ibiği", "kabuk",
kret (crète; la phénoménoloğie de la crète: bkz. "De la crétoloğie" filmim -2 Ocak 2020 yapımı) ve "bioğonie"
kuramıma odaklanmıştım (bu ay, Naturschriften
aus Istanbul, onun bir remake’i olarak hafızamda kuramı canlandırdı şühpesiz).
Ancak "tuz kuramım" bu mayıs ayında da
"Aux Yeux d'Autrui"
romanımın sonlarında (4 mayısta yazımına başlanmış, 12. son bölüm[4])
bütün açık-seçikliği ile can alıcı bir pisti,
(signes de souveraineté, sous lesquels les
discours et les "styles" se composent, se symphonisent -ne serait-ce
que dans- l'espace d'un roman à deux interlocuteurs isolés -saltık,
tahnitlenmiş-),
bir anlambilimsel zinciri veya diziyi tamamlıyor veya
açımlıyordu; ve bunu « eski tuz teorimi » (ki, kret daha eski, ama
revize edilmişti) hiç hatırlamadan, sadece "eidétique" özlerin kılık-kabuk değişim diyağramlarını
(Diyağramla ilgili
olarak, bkz. "Roman ve Diyağram" veya "Roman Kuramım", yani
–« Ğevherî Tarihi –Ahir Zamanlar üstüne » adlı 2019 ekim-kasım
aylarında yazdığım romanın bir "ek"i; bu bloğa bu tarihle ilgili (« ne
oldu ? ») bir sayfayı daha dün açmıştım)
izleyerek -fenomenolojik açımlama veya indireme
metoduyla yapıyordu (Kretoloji kuramı gibi -ki o yazılı değil, sözlü bir
kayıttır- bu son romanın da bu bölümü de bir kahvede -toplum içinde, irticalen-
planlanmadan, elyazmalarını temize çekerken,"ekleme- ğeliştirme -açımlama, şerh
düşme/ çıkma" (yorumbilğisel dönğüler) metoduyla yazılmıştır.
Eklemeye gerek
var mı, bilmem ama "tuz kuramı" ve "kretoloji" (buna bu son
romanı yazmaya teşvik eden J.-. Pontévia'nın Aby Warburğ'un bir sözünü -beiwerke- Almanca'dan çevirisiyle
başlayan "aksesuvar kuramımı"da ekleyelim –nisan 2024’de yapılan ve
YouTube’da yayınlanan bütün filimlerin) ilimlerinin konusu, yani ideatum veya noema'sı (kabuğu değil, çekirdeği: "noyau") aynıdır (gleich).
Roman "tahnitlenmiş ceset"ler (sarcophage), (koca filozof, Sinoplu
Diyojen'in İskerder'e rağmen içinde olmayı tercih ettiği) "delikli
fıçılar", ve "konuşan heykeller" (cansız cesetler) filmlerinin
-anlambilimsel dizisinin- bir uzantısı, zorunlu bir "ğeliştirme, yayma
veya yoğaltma-condensation- yoğalma, odaklanma -indirğeme- havuzu olarak -kendi
zihnimdeki ratio essendisi- olarak 4
Nisan 2024 ğünü başlar: bir sesle, "vuruş" (frappe), "Schlağe",
"Anschlağe" ile "frappe de monnaie", altın veya
ğümüş sikke basımı (selâ ve sancak, taç ğiyme -auréolé des oripeaux- da bu dizidedir) sesi ile başlar (kurulur, stelt): Ğeschleht (soy-lama, cinsiyet) ve Ğestell (şasi,karkas), Ğesetz (yasa) -bir devlet ğibi kurulur:
Sancağında da muhtemelen "Ğuğnuk" kuşu olsa ğerektir. Hukuk kuşu veya
Kuran'da ğeçen o put: Ğuğnuk.
Yani, frağmanter olarak ilerleyen kesintili,
peryodlara ve ayrı zamansallıklara (morphès)
bölünmüş, mekanda dağılı (espacement –aralanmış
-12 bölüm ve bir « Son Söz » -L'épilogue
, eşittir « 13 », Dürer’in « Büyülü
Kare »sindeki ğibidir –ve birden, romanda adı hiç ğeçmeyen « Şehrazat »dan,
Binbir Ğece Masallarında 602’inci ğecede kitapta dönüşen Şehrazat fiğürü ile
bir özleşleyim –Einfühlung- kurulur) büyük bir
anıt mezar süslemesi (parergonal kolonlar, sütunlar, parşömen tomarları
-Ezekiel sütü, vb.) -arkeolojik sit alanı olarak "roman" ("Aux
Yeux d'Autrui": "Ötekinin Nezninde" -eu égard à..., rücksicht) kendisinden
çok daha büyük, elle tutulmaz bir bütünün (kendi zihnim) ufak ama en değerli,
merkezî parçasıdır.
Beiwerke, Work in Process'e dönüşür,
bitimsiz (ölümsüz?) otobiyoğrafi olur. Sedâsı (Echo) kalır.
Bu konuda ilgili ses kaydı ve görseller hazırdır; yakında video olarak yayınlanacağı
kamuoyuna -cuma selâsı yoluyla- duyurulur.
Cuma, 17 mayıs
2024
(***) "Alımlamaların
sayısı"na hiç girmiyorum bile...
[1] Yazım dili
Fransızca olan ilğili roman içinde, çevirisi oldukça zor bu terim,
Almanca olarak (Lutherci, ruhani ve felsefi terim, alıntılandıkça bağlam içinde kendini açar)
tam beş kez geçer. Konumuzun gerçek özünü
oluşturduğunu (düşünce diyagramı veya matrisi; khôra’sı) düşündüğümden sadece bu kısımları mekanik olarak kesip
çıkarıp (roman yazımı sırasında defalarca –son derece bilinçli ve meraklı bir şekilde-
yaptığım gibi) alıntılayalım: (dört ve beşinci alıntılar aynı sayfada yer alır,
ve “tuz” meselesine dolaysızca –ya da bütün bu dolayımlarla- bağlanır)
1-
Dans la réceptivité
hospitalière où "les appréhensions et la réceptivité (Annahmenung -adoptivité*)
–s.43
2-
m'avoir augmentée
la vie (celle de la réceptivité, et de l’appréhension, d'Annahmennung), à ton tours –s.73
3-
La grâce vous est
offert et vous l'avez reçu (Annahmenung)
sans délai sans écart sans différer –s.128
4-
tout un corps de
bureaucratie, dont chacun des organes remplissant un autre devoir (…), Sollen hypothétique, obéissent,
reçoivent (Annahmenung) sans s'apercevoir,
le meme signe despotique –s.132
5-
La monnaie frappé
est impériale, trop centraliste pour pouvoir être vérifiée dans son
"nombre de réceptions" (Annahmenungen)
et contrôlé constamment par les "rivaux", autres prétendants au noyau
de la souveraineté, seigneurs féodaux -s.132
(*) Burada “annahmen”in, mecliste bir yasanın geçmesi,
uyarlanması (adopter une loi) anlamı
olduğunu hatırlatarak, ve romanın daha başlarında “misafirperverlik” ve “misafir
kabul” yorumuyla birlikte kullanıldığını da fark ederek, roman biter bitmez,
benim için çok eski ve özel yeri olan bu temayla ilgili, 2004 yılında Paris’te
L’Harmattan yayınevi tarafından yayınlanmış olan felsefi makalemi (pek okunup
alıntılandığını görmediğimden) uzun zamandır üyesi olup takip ettiğim Academia.edu sitesine yükleme yönünde –karşı
konulamaz- bir ihtiyaç duydum: “Identité(s) par Adoption”, in Diversité
Culturelle en Turquie et en Europe.
Makalenin yazım tarihinin ise Türkiye ile Avrupa Birliği
ilişkilerinin yoğun bir yasallık (Ğesetzmässiğ
–Kant’ta “aklın yasa koyucu özelliği anlamında kullanılır), kanun koyuculuk (“adoption”
–evlat edinme anlamı da vardır) süreçleriyle
eşzamanlı, yani 2002 yılı civarı olduğunu da hatırlatmak isterim.
Romanda kan ve soy bağları (yeğenler, babalar, kızlar, oğullar, yeğenler, amcalar)
ile ilğili uzun anlambilimsel zincirler, “soylama”lar da vardır. Soylama –Yunus
Emre dilince Zusağe’dir. Efsane, léğende,
veya aklın mitleştirici (romanda sıkça ğeçen “fictionnant” -dichterlich)
işlevi…
[2] Söz konusu metin bu blok (selavy@blocspot) içinde yayınlanmış
“TUZUN FENOMENOLOJİSİ : SALT & SALTIK” (27 Mayıs 2020) başlıklı kuramsal çözümlemedir.
Bu not okunmadan, ("De la Crétoloğie" (f)ilmi soğuk bir kış ğünü sıcak bir kahvede -bkz. köpekli fotoğraf- kaydedilmiştir*), öncelikle o mutlaka okunmalıdır.
Ve 25 mayısta da –iki
ğün önce “Erreur scélé” (Mühürlenmiş Yanılğı
–scélé, tuzlanmış, salé gibi okunur)
yazılmıştır; ve açıp okumaya korkuyorum. Şüphesiz, Ece Ayhan**, ilk kez, Osmanlıdaki
bu tahnitleme, sepileme mevzusunu “kültürel, siyasi” alana çekmiştir. Ben de “Ğıyabında,
Yerineler’de (2004, ss. 229-230, not 8, "Sepicilik") kullanmış, geliştirmiştim. Sorun şu ki, 2020 mayısında ben
kemik iliği nakli için bir hastane odasında elimde bir PC ile tecriddeyim. Ve 2019
sonbaharında yazdığım Ğevheri Tarihi”inde İbn-i Haldun’un Mukaddime’sinden gene dehşetle aldığım bir işkence sahnesinin tam ortasındayım.
Nasıl hala teori yapabiliyorum?
"ŞİİR VE KADAVRA
1. Perşömen kâğıtlar okunduğunda, kıvrıktırlar; şiirin ve
2. kadavranın içi açılmamıştır, insan insanın hiç."
(**) (Ece Ayhan, Çok Eski Adıyladır, Adam, Eylül 1982, s. 56)
(*) Buğün 21 mayıs 2024. Samimi arkadaşım Osima'ya sosyal medyada ilk kez "şaka yollu" (merdiven altında teori -yani oğlunu- doğuran "ana" kisvesi altında), "kretolojiden" söz ettiğim şu 9 mayıs notu da anlambilğisel çembere dahil olsa ğerek:
Hatta, "Tuzla"dan ve "baba"dan söz eden, hemen bir sonraki not da... Burada iki Annahmenun9 -yani "evlat edindirme"- topos'u var: "Sübyan Mektebi yerine", "...olma diye", "Tuzla'ya/yı/verdik"... "Baba'nın işlevi: "Kulturla tanıştırmak"...
[3] Not içinde bir not daha (“écrin” –mücevher kutusu- içinde):
Dehşet: horripilé…
"Dehşete düşmek",
dehşetle fark etmek... Tekrardan
bulunca (hayalet –revenant- görmüş gibi) korkmak: Tremendum Dei veya Tremendum Mundi...
Bu
mayıs 2024'de yaşanan diğer "dehşet anı" da antikacıda rastlanıp evde
incelemeye tabi tutulan tablonun incelemesi sonucunda ortaya çıkan 7/ 5
aritmetiğinden duyulan dehşet; yani
bunun 2009'daki romanım Heft Penç'i bana -kendime-
açımlaması...
Son
romana bu da –bu bile- (mü)dâhil olmuş ve açımlanmıştı :
“Même (gleich)
et l'autre, les semblables en dissymétrie,
en rivaux et obéissant au plus fort, et en
se complotant (ou ayant l'obligeance de faire de
concessions
en complicité forcée par quelque
jeu de suprématie feinte ou réelle,
dont les limites devient interchangeables et contaminées
dans l'espace du jeu d'échec) avec le plus faible et/ou
doté du signe
(d'argent ou ayant des liaisons qui s'infiltrent à
l'État,
dans un sorte de cabinet d'ombre, etc. -et je pense à un
tableau
ottoman d'aire dite orientaliste; où deux protagonistes
mâles
se dépeignent sur un divan, en jeu
d'échecs, juste au stade terminale ou conclusive,
d’une scène de Heft-Penc: Sept-Cinq) d'or, dont
(donc) une cadre
dorée ou argentée,
horripilé, ou en auréolé d’oripeaux, est prête,
en prestation, disponible en lignée
de sang et de probablement, de terroirs,
des tréteaux, en animal comptable et considérable :”
[4] Romandan
alıntı:
"Se
témoigner du signe sous lequel un affreux et aveugle partage a eu lieu, au bord
de la
fleuve:
d'où le sel est ramassé ; soldé, sale salé, to
sell, sailing, saler. Voilà un objet d'échange
plus
parlant que la monnaie inodore*, car salé, (momifié ; tahnitlenmiş) également. La monnaie
frappé
est impériale, trop centraliste pour pouvoir être vérifiée dans son
"nombre de
réceptions"** (Annahmenungen) et contrôlé
constamment par les "rivaux", autres prétendants au noyau
de la souveraineté, seigneurs féodaux ... Régions. C'est toute l'histoire l'Europe en un pinceau de
selle."
(**)
"Alımlamaların sayısı"na (4+1 ?) –Dürer’in « Büyülü Kare »sinde
olduğu gibi- artık hiç girmiyorum bile... Ki, o bu fazla uzayan –ve bağımsız
bir roman kuramı makalesi olma yolundaki bu notun başlığını oluşturdu artık. Zaten romanın "Son Söz"ü (olmayan 13üncü bölüm; 12+1, l'Épilogue başlığı ile bu bloğta çoktan yayınlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder