Mundus Imaginalis
Uykuda Gezen
Bedenli Düşler Ülkesi
Bir zamanlar
uzaklarda, yabancı bir ülkeye yolum düşmüştü, gök aynı göktü, ışık aynı ışıktı,
belki daha güzel ve parlaktı ışıktaki ışıma, insanları güler yüzlüydüler onlara
bir şey sorana kadar, senden hiç yabancılık çekmiyor gibiydiler, usulca orada
olmanı bile istiyor olabilirlerdi,
hatta gel
diyorlardı sen de, bir şey sorma, katıl bu günün ve gecenin letâfetine, evet
demen, arada gözlerini kırpıştırman, başını
öne eğmen, biraz sallaman ve kahkaha atman yeterli olacaktır, ama sorma, ardından
da bakma, özellikle de isteme, asla ben deme, nereye hiç deme, sus sadece ve
bakma ;
korkma ve çekinme
bizden, burada yasa yok, aynı hareketleri tekrar et sen de, bir şey söylerken
bir şey söylüyormuş gibi yap, kolunu masada uzatırken kolunu masaya uzatan
birinin hareketini tekrar et, gülerken letâfetle gülen birinin aynası ol, burada
öncesi yok sonrası yok, hep şimdi var ;
burada geçmiş ve
gelecek yok, alnını asla kırıştırma, çeneni düşünceli bir şekilde asla
sıvazlama, dikkatli bakma, uçarcasına
geç şeylerin üzerinden, eşyayı dikkate alma, ufka bakma, başını kaldırıp
boşluğa bakma, herşey burada ve şimdi, ötesi yok, hatırlamaya çalışma, endişe
yok ;
bir resim ol, hep
aynı kal, değişme, en duru ve doygun anına sabitle kendini, yapmacık asla olma,
doğal ol; bir resim seç kendine ve o seçimi bize söyleme, adımlarını düşünme, bir
sonraki hamlen olmayacak, konumunu ve güzergâhını sabitle, aynı eksen üzerinde
süzül belirsizce ne eksil ne fazla ol ;
senden asla
kimse olmuş olduğun veya göründüğün şey dışında başka bir şey olmanı
istemeyecek, kimse soru sormayacak, kimseyi de sen sorgulamayacaksın, olduğundan
veya olduklarından farklı olmayacak kimse, değişim yok, hareket, süzülme veya
eğik bir eksende kendi etrafında dönme var ;
duygularına da
mantığına da kimsenin ihtiyacı yok; duyguların sadece bir resimdeki tonlamalar,
bir melodideki iniş çıkışlardır; nota bilgini ve renk-kontrast bilgini
kullanacaksın sadece, hangi duygu rengini hangi anda neyin yanına konduracağını
bil ve ufak rötuşlarla bir hareketi tamamla ;
burada
tamamlanacak bir hareket yok, iki yöne de gidebilir veya tablodan kayabilirsin,
kendini harekette askıya al, görünmez iplerle hareket ettirildiğini düşün, hepimizin
mükemmel ışığın taşıyıcıları olduğunu unutma, bizler sadece o ışığın üzerine
düştüğü, onu kesen, tümleyen desenleriz ;
burada yabancı
sözcüklere, anlamı bize açılmayan özlere yer yok, bize sözcükler şeyler kadar, şeyler
de sözcük ve renkler, tonlar kadar verilmiştir, bunların dışına
çıkamayız,bizler sonsuzda hareket eden durağan, çok biçimli şekilleriz, kendi
mükemmeliyetimizde durdurulduk, gel ve katıl!
Bize önceden de
dışarıdan gelen Roi-Mages oldu; bize
bizim olmayan yabancı sözcüklerle adlar taktılar, bize Sages Comme Images dediler, Mundus
Imaginalis yaratıkları dediler, siz uykuda gezen bedenli düşler dediler,
Saf Aklın içine düştüğü Schein
dediler, « Mağara Alegorisi » dediler…
Daha bilge
dedikleri filozoflar yolladılar; onlar da bize Quale dediler, Categorein
dediler, Pure Deductio, Relatiomnème, Represantamen,
Icon, Signsign, Signatura Natura dediler; Pierro della Francesco adında bir
ressam gönderdiler, resmimizi çizdirdiler, poz verdirdiler, Olimpia'ya
yerleştirdiler.
22-Ağustos-2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder