22.08.2020

Mundus Imaginalis

 

Mundus Imaginalis

Uykuda Gezen Bedenli Düşler Ülkesi

 

Bir zamanlar uzaklarda, yabancı bir ülkeye yolum düşmüştü, gök aynı göktü, ışık aynı ışıktı, belki daha güzel ve parlaktı ışıktaki ışıma, insanları güler yüzlüydüler onlara bir şey sorana kadar, senden hiç yabancılık çekmiyor gibiydiler, usulca orada olmanı bile istiyor olabilirlerdi,

 

hatta gel diyorlardı sen de, bir şey sorma, katıl bu günün ve gecenin letâfetine, evet demen, arada gözlerini kırpıştırman,  başını öne eğmen, biraz sallaman ve kahkaha atman yeterli olacaktır, ama sorma, ardından da bakma, özellikle de isteme, asla ben deme, nereye hiç deme, sus sadece ve bakma ;

 

korkma ve çekinme bizden, burada yasa yok, aynı hareketleri tekrar et sen de, bir şey söylerken bir şey söylüyormuş gibi yap, kolunu masada uzatırken kolunu masaya uzatan birinin hareketini tekrar et, gülerken letâfetle gülen birinin aynası ol, burada öncesi yok sonrası yok, hep şimdi var ;

 

burada geçmiş ve gelecek yok, alnını asla kırıştırma, çeneni düşünceli bir şekilde asla sıvazlama, dikkatli bakma,  uçarcasına geç şeylerin üzerinden, eşyayı dikkate alma, ufka bakma, başını kaldırıp boşluğa bakma, herşey burada ve şimdi, ötesi yok, hatırlamaya çalışma, endişe yok ;

 

bir resim ol, hep aynı kal, değişme, en duru ve doygun anına sabitle kendini, yapmacık asla olma, doğal ol; bir resim seç kendine ve o seçimi bize söyleme, adımlarını düşünme, bir sonraki hamlen olmayacak, konumunu ve güzergâhını sabitle, aynı eksen üzerinde süzül belirsizce ne eksil ne fazla ol ;

 

senden asla kimse olmuş olduğun veya göründüğün şey dışında başka bir şey olmanı istemeyecek, kimse soru sormayacak, kimseyi de sen sorgulamayacaksın, olduğundan veya olduklarından farklı olmayacak kimse, değişim yok, hareket, süzülme veya eğik bir eksende kendi etrafında dönme var ;

 

duygularına da mantığına da kimsenin ihtiyacı yok; duyguların sadece bir resimdeki tonlamalar, bir melodideki iniş çıkışlardır; nota bilgini ve renk-kontrast bilgini kullanacaksın sadece, hangi duygu rengini hangi anda neyin yanına konduracağını bil ve ufak rötuşlarla bir hareketi tamamla ;

 

burada tamamlanacak bir hareket yok, iki yöne de gidebilir veya tablodan kayabilirsin, kendini harekette askıya al, görünmez iplerle hareket ettirildiğini düşün, hepimizin mükemmel ışığın taşıyıcıları olduğunu unutma, bizler sadece o ışığın üzerine düştüğü, onu kesen, tümleyen desenleriz ;

 

 

burada yabancı sözcüklere, anlamı bize açılmayan özlere yer yok, bize sözcükler şeyler kadar, şeyler de sözcük ve renkler, tonlar kadar verilmiştir, bunların dışına çıkamayız,bizler sonsuzda hareket eden durağan, çok biçimli şekilleriz, kendi mükemmeliyetimizde durdurulduk, gel ve katıl!

 

Bize önceden de dışarıdan gelen Roi-Mages oldu; bize bizim olmayan yabancı sözcüklerle adlar taktılar, bize Sages Comme Images dediler, Mundus Imaginalis yaratıkları dediler, siz uykuda gezen bedenli düşler dediler, Saf Aklın içine düştüğü Schein dediler, « Mağara Alegorisi » dediler…

 

Daha bilge dedikleri filozoflar yolladılar; onlar da bize Quale dediler, Categorein dediler, Pure Deductio, Relatiomnème, Represantamen, Icon, Signsign, Signatura Natura dediler; Pierro della Francesco adında bir ressam gönderdiler, resmimizi çizdirdiler, poz verdirdiler, Olimpia'ya yerleştirdiler.

 

22-Ağustos-2020

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder