ESMÂ-ÜL HÜNSÂ
Sadece cenkte
değil sûlhde de çok ayrıntılı bir dinimiz (Medeni Kanun) var.
Şeyh Bedreddin, Fıkîh usûllerini yorumluyor: Hünnâ'nın
(çift cinsiyetli) yaşı gelince sünnetini(?) yapması için borç para alınıp köle
satın alınır, sünnet bitince köle azâd edilir parası alacaklıya iade edilir.
El şerh: Hür bir erkek/ kadın hünnânın organını
göremez, görürse evlilik düşer; köle olur, ama iki bilinmeyen var: Hünnâ'nın
ve kölenin cinsiyeti! Operasyon sonrası ya sünnetli erkek olacak, ya tam kadın:
İlk durumda âzad edilip karı veya koca olacak köle
kadın, ikincisinde erkek mi olmalı?
Kısaca, Hünnâ her iki durumda da hür biriyle
evlenemeze varıyor iş. Hünnâ'yı (özgür biriyse köleyle evlendirilemez)
evlendirebilmek için köle azâd etmek gerek, bu yüklü parayı ancak cemaâti
müslimin karşılayabilir ki köle sahibi müşkil olmasın.
Bu Gender Study Cixous & Butler'a
ithâf!
Not: Bedreddin (çok pozitivist ve ampirik bir taraf
alan) Muhammed'in idrarın hangi organdan ne miktarda geldiğine göre karar
verilmesini istediğini belirtip itirâz ediyor:
"Az veya
çoka göre tamlığa karar verilmez, sonraki emâreleri beklemek lâzım!"
Yani ilinekler fenomenolojisi!
28-8-2020
*
Dites-moi, éternel
crible dont le Seul Principe nous est connue universellement, n'est que le même est même & l'autre est autre, ces deux ne se
mélangent que pour mieux se sédimenter hors de ta violence, qui nous
instrumentalise.
Tant nous attire
la paix que nous courrons á la guerre…
Ta violence est
douce et notre pain quotidien,
Tes secousses n’ont
pas d’intention de violenter,
Que sais-je ?
Tes grondements
font écho á nos machines désirantes,
Tes instruments !
Que Tu m’exclus,
hélas
Que Tu sédimente
pour mélanger
Ce que Tu
dissocie,
As-Tu un sens de
sensibilité ?
[Correction :
Mettez
Au lieu de « Que
Tu m’exclus, hélas »
« Dont Je m’exclus,
heureusement »]
*
Özgürlük satın
alınamıyor ; o paranın kanının pıhtısı olması da aynı…
Parayı
harcayabileceğin (yani başkalarını dolayımla kendine bağımlı edeceğin) bir
düzenin senin o parayı kazandığın düzenle uyumlu (birbirini doğrulayan = seni de
uyumlu bir köle yapan) düzlemde olması da gerekiyor…
*
Ben şerhimi
(2016) okumamda aklımda kalan kısma istinâden yapmışım: "İşârât"da "köle"nin
"câriye" (kadın) olduğu belirtilmiş ve "evlenme şartı"ndan
ise bahsedilmemiş:
Demek, kadınlık
emâresi "az da olsa" onu erkek sünnetçiye harâm kılıyor. (Ama"doktor
ve ebe gibi şahit de bakabilir", s.554)
Düzeltme: "Kitâbü'l-Hünsâ"da geçtiği gibi
"hünsâ" olacaktı (hünnâ veya hüsnâ değil; yanlış yazmışız)
Kitâbın adının
"Letâif'ul İşârât"
olması,onu sanki Pozitif, delillere, şahitlere, imlere, bunların lâtif (çoğulu:
Letâif) inceliklerine, ilgili anekdotlara dayanan "Esma-ül Hünsâ" yapıyor.
Buna "İlineklerin
Fenomenolojisi" demiştik.
Görüngünün (özellikle
"işârât") hakkını vermek için"ayniyet"in yapıçözümünü
yapıyor Bedreddin.
Fransızca'da (eski
dilde) kadına "sexe faible"
(zayıf) denirken, bizde"lâtif cinsiyet"deniyordu:
Bu onu lâtifelere (Letâif), inceliklere, anekdotlara
açar…
Tabii, "ilinek"ler bir "ayn"a, öz'e
yüklenen, atfedilen arâzlar, belirtiler, "öz" veya ikincil (+n
sayıda) nitelikler; bir öz'ü algılamamızı, ondan söz etmemizi, yorumlamamızı
sağlayan, ilk tezâhürler, belirişler, belirteçler, emâreler, gösterenler, yorumbirimcikler:
Esma, İşârât; quale/ Hermosigne!
Peki nedir hermetik bir hermosigne olarak
"hünsâ"yı ve "esma"larını ayrıcalıklı kılan; özdeşliği,
ilkeyi, arke'yi, arketipal olanı, tip'i typhos'u, nakş'ı (empreinte) veya
eidos'u tehdit ederek onu yapıçözüme uğratan bu görüngübiliminde? (Rhetorical
question): Soru olmayan bir soru!
"Cinsiyet(i)
olmayan bir cinsiyet" ("Un Sexe qui n'en est pas un" –Luce
Irigaray), ya da "bir cinsiyet ki "Bir" değil", hatta
"cinsiyet" değil; hem "cinslilik"i hem de -daha çok-
"Bir"i çözüyor, dağıtıyor;
İşârât'ın "tartışmalı inceliği"ne letâfet &
vahâmet katıyor: Vâhim (Dieu sans Être –Jean-Luc Marion)
(“Table des Catégories”)
VAR
Bir
Aynı/ farklı
benzer/ zıt
bir yer ve
zamanda ilişki içinde
belirlenmiş
("henüz" veya "artık değil" kipinde)
oluşta (-e doğru/ -den itibâren)
zâhiri/görünmeyen
az veya çok (zuhûr eden)
ismi, kavramı var/yok
işârât'ı, tecellisi okunaklı/okunaksız
vakıâ ile subût/ şüpheli
YOK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder