31.07.2020

Kenos : Nicht-Tun & Nicht-Tat


Kenos : Nicht-Tun & Nicht-Tat

 

"Il faut avoir courage et dire l'étrange" diyordu G. Granel, Kant'la ontolojide açılan boşluğa (kenos) ve bu yokluğun, yoksunluğun, belirlenmemişliğin, vahiy-kelâm yokluğunun, ahlâk yasasının içeriksizliğinin erdemlerini keşfe çıktığı bir yazısında: "Tözden Uzakta -Kant'ta kenos"

 

Yokluğun (var olmama anlamında değil; ama varolmanın koşulu olarak "hiçliğin" de değil, henüz varolmayanın koşullandırılmaması olarak yokluğun; veya latent (çekinik) veya potensiyel'in, olasının da koşulu değil) koskoca bir şans (tukhè) olduğunu bir idrak edebilseydik keşke (G. G.)

 

Peki biz de cüret edip soralım! Kant (onun temel olduğu kadar çağına ilişkin eleştirisi) bir yana; insan yeryüzüne gözünü açtığı ve bu ne, bunun anlamı ne? diye sorarken kendini yakaladığı her defasında, kurban edilmemiş Et & damarların içinde kolunu gezdirdiği her vakitteki kenos ne?

 

Hayvanlarla ortak paylaştığımız, yemek & sindirmek, kendinin yapmaktaki gizli vahşetin fevkine varmadan veya keyfî bir spekülatif biliş sorusundaki; herhangi bir içerikli hayvanî merak, tanıma arzusu veya niyet beyan eden "bu ne?"deki bu'dan önceki,"belirlenmemiş bu" ne?deki dehşet!

 

Nedir bu gözlerdeki boşluk? Sayısal olarak çok olanda her defasında "bir" olan? Nedir peki bilinmeze adanmış bir canı alan kasap/ celladın, ayin yöneticisi veya kendini kaptırıp metnin, kuralın dışına taşmış olmakla birlikte "bu"da bir olan vaizin, ecinninin, delinin sapkının içine gömüldüğü Bir?

 

Nedir peki mevcutla artık zorunlu bir bağının olmadığı, olmaması gereken, zorunlu, bütün buyruklara, "olması gereken"lere yer veren, ama kendisi bir buyruk olamayacak kadar apaçık olduğu için her defasında buyruk olarak geri verilmesi gereken, düşünce öncesi, dışı, mihrakı, odaklanma?

 

Biz Bir'i bilmiyoruz ki Çok'u nereden bilelim? Çok'u Bir'den mi bilelim; Bir'i Çok'tan mı bilelim? "Astronomik rakam"nedir?

Bir "kesit"i "Sonsuz'a olmasa bile "sonsuzca büyük"e yollayabiliyor, "sonsuzca küçük"e geri götürebiliyoruz (Leibniz/ infinitezimal); "Matematik Yüce" ise öznesel Bir max/ Kant…

 

Peki nedir "bu" tantana sabah sabah?

Bir "hiç"ten bu vaveyla!

Nichtung! Hiç-lik

Nicht-Tun ve de Nicht-Tat!

Edimsel, edimdeki, etkinlik halindeki Hiç;

ve Edimsel olarak tamamlanmış, vücut bulmuş Hiç!

Yani, "bu!"

Gösterdiğim an yok olan...

Aha Erlebnis!

Eureka!

Tas tarak hamam –Thales

 

22.07.2020

Réveil et Constatation -Descartes

Réveil et Constatation

Le 22 Juillet 2020, Réveil et constatation du petit matin (statement): non pas tout à fait "cogito ergo sum", mais: "J'existe encore -malgré/après tout/Tout- (et je me réveille pour me le dire, et qu'il ne me suffit pas de l'entendre de moi-même, et j'exige une confirmation du "tu") autrement que je pense.
 
J'existe -si cela s'appelle encore exister en langage humain ou si cela rentre encore dans ce qu'on appelle humainement exister, et cela par le seul fait étonnant -à vrai dire/autrement tonnant- que je pense chaque fois autrement, comme constat de mon existence, encore plus bizarre.
 
Et aussitôt que je pense, j'en reçois en écho de Tu, cet autre constat/réveil qui me répond: "A quoi te regrettes-tu que tu n'as jamais participé à l'existence, mais que tu l'as trouvé chaque fois comme évidence allant de soi, alors que tu ignores véracité des choses dont tu participe+
 
activement à l'existence et qu'elles auraient été sans existence si tu ne les avais pas conçu volontairement au lieu de les avoir reçu involontairement comme chose faite, alors qu'elle n'existait que pour toi seul, et que tu les aurais pris comme chose allant de soi, de l'existence
 
+dont tu n'avais pas encore suffisamment interrogée la véracité, mais seulement en apparence; autrement dit, reçu et conçu sans grâce ni étonnement", tonna en écho Dieu.

(FIN)

C’est-à-dire/ autrement que si cela n’est pas suffisamment interrogé, ni reçu ni conçu véritablement (par moi, ou par Tu qui me le permettrait), j’aurais encore –tout au moins, je l’espère- du temps de penser –et- exister (non seulement au sens intransitif du verbe (Logos),
 
+mais aussi et en même temps, si le temps me le donnait (ou si, le temps qui reste, m’en était donné), exister (ou faire être, transitivement) comme si cela ne m’était pas donné, -et ce malgré moi- au sens fort du Logos.
 
Encore et autrement plus bizarre que n'importe quel autre!


(*) Le soir du 21 juillet 2020
 
Metafizik adıyla sanıyla varken de insanlar engizisyonlarda canlı canlı yakılıyordu (delilerin kapatılmasında da -Foucault'nun bir SM olmasından çok- Descartes'in payı vardı), şimdi de -Metafizik, izi dışında yok olmuşken de- BİZİ Metafizik nedenlerle diri diri işkence ediyorlar.

Révision :
(Le matin du 22 juillet 2020)
 
Öteki tanıklıklar arasından, Régis Débray'in zamanında G. Amerika'da tutuklanıp hapishane deneyimini yaşamasından söz ettiği bir kitabında "kapatılma"nın onu nasıl daha da özgür kılıp yaratıcılık için zaman vermesinden söz ettiğini hatırlıyorum:
Beden kapatılsa da ruh özgür kalır!

Her yerde kartezyen ikilik…
*
 
"'Metafizik öldü' ifadesi metafizik bir iddia" önermesini "hâlâ" veya "henüz", "artık" zarflarıyla çeşnilendirsek de doğru kalır:
1-"hâlâ metafizik"=ne yapıldıysa ondan çıkılmadı;
2-"henüz metafizik"=ondan bir gün çıkılabilir/çıkılacak;
3-"artık metafizik"=şimdi Tam meta-fizik!

Metafizik adı verilen şeyin insanın düşünce faaliyetinin ürünü olduğunu düşünerek işin içinden sıyrılabileceğimizi sanmak yerine bizim düşünce adını verdiğimiz faaliyetin aslında (bir zamanlar) Metafizik adını almış bir "şey"in ürünü (yan ürünü) olduğunu düşünmek daha upuygundur (adéquate).


@zizudim

(Klasik) “Metafizik” adı verilen düşünce nihayetinde insanın düşünce faaliyetinin ürünü olan bir şey, ayakta kalmayı beceremiyorsa bu niye bizim umurumuzda olsun?.

Bizim Metafiziğin ölümünün umrunda olmamamızın bizatihi kendisi Metafiziği hem öldürüyor (=öldüren şey) hem de onu ölümsüz kılıyor [artık sorgulamadığımız bir şekilde- onun kendini bu dünyada başka şeye (=bu dünyaya, bilime, vb.) dönüştürerek], dokunulmaz kılıyor.