Kenos : Nicht-Tun & Nicht-Tat
"Il faut avoir courage et dire l'étrange"
diyordu G. Granel, Kant'la ontolojide açılan boşluğa (kenos) ve bu yokluğun,
yoksunluğun, belirlenmemişliğin, vahiy-kelâm yokluğunun, ahlâk yasasının
içeriksizliğinin erdemlerini keşfe çıktığı bir yazısında: "Tözden Uzakta
-Kant'ta kenos"
Yokluğun (var
olmama anlamında değil; ama varolmanın koşulu olarak "hiçliğin" de
değil, henüz varolmayanın koşullandırılmaması olarak yokluğun; veya latent
(çekinik) veya potensiyel'in, olasının da koşulu değil) koskoca bir şans (tukhè)
olduğunu bir idrak edebilseydik keşke (G. G.)
Peki biz de
cüret edip soralım! Kant (onun temel olduğu kadar çağına ilişkin eleştirisi) bir
yana; insan yeryüzüne gözünü açtığı ve bu ne, bunun anlamı ne? diye sorarken
kendini yakaladığı her defasında, kurban edilmemiş Et & damarların içinde
kolunu gezdirdiği her vakitteki kenos ne?
Hayvanlarla
ortak paylaştığımız, yemek & sindirmek, kendinin yapmaktaki gizli vahşetin
fevkine varmadan veya keyfî bir spekülatif biliş sorusundaki; herhangi bir
içerikli hayvanî merak, tanıma arzusu veya niyet beyan eden "bu
ne?"deki bu'dan önceki,"belirlenmemiş bu" ne?deki dehşet!
Nedir bu
gözlerdeki boşluk? Sayısal
olarak çok olanda her defasında "bir" olan? Nedir peki bilinmeze
adanmış bir canı alan kasap/ celladın, ayin yöneticisi veya kendini kaptırıp
metnin, kuralın dışına taşmış olmakla birlikte "bu"da bir olan
vaizin, ecinninin, delinin sapkının içine gömüldüğü Bir?
Nedir peki
mevcutla artık zorunlu bir bağının olmadığı, olmaması gereken, zorunlu, bütün
buyruklara, "olması gereken"lere yer veren, ama kendisi bir buyruk
olamayacak kadar apaçık olduğu için her defasında buyruk olarak geri verilmesi
gereken, düşünce öncesi, dışı, mihrakı, odaklanma?
Biz Bir'i bilmiyoruz ki Çok'u nereden bilelim? Çok'u
Bir'den mi bilelim; Bir'i Çok'tan mı bilelim? "Astronomik
rakam"nedir?
Bir "kesit"i "Sonsuz'a olmasa bile
"sonsuzca büyük"e yollayabiliyor, "sonsuzca küçük"e geri
götürebiliyoruz (Leibniz/ infinitezimal); "Matematik Yüce" ise
öznesel Bir max/ Kant…
Peki nedir "bu" tantana sabah sabah?
Bir "hiç"ten bu vaveyla!
Nichtung! Hiç-lik
Nicht-Tun ve de Nicht-Tat!
Edimsel, edimdeki, etkinlik halindeki Hiç;
ve Edimsel olarak tamamlanmış, vücut bulmuş Hiç!
Yani, "bu!"
Gösterdiğim an yok olan...
Aha Erlebnis!
Eureka!
Tas tarak hamam –Thales