(Yusuf Uğur Uğurel’in Oysa Bu Yapraklar Beni İyileştirmeyecek adlı şiir kitabı üzerine notlar. Yasakmeyve, 2014)
Ah biz'den bu kadar da çok muymuş?
Bir'den çok'u çıkarsalar elde ancak bu kadarı kalırdı dedirten bir kitap (kitabe) olmuş,
eline sağlık.
Levha yazarı olmuşsun dört elle sarılmışsın.
*
"Ele alırım, ele alınırım, ele gelen şeylerle oyalanırım /
Eşyalara gözler atfederim" -s.13 (ilk şiir)
"Keşke ilk kurduğum cümlenin içine gömselerdi beni de" (son dize)
*
"Ve ben takriben var'dım
Varolmayanlar arasında bir tesadüftüm" -s.42
*
"Ölümsüz bir tanıdığım var
Doğuda, çok doğuda
İlk anlamını yitirecek kadar..." -s.73
(Hegel'le beraber altına imzamı -contresigner- atacağım bir dize olmuş)
*
"Ve varsa bir dil Tanrı'nın intikamıdır olsa olsa
Kendine gel! Sana yeni bir dil vereceğim" -s.68
(iktidarıdır'ı intikamıdır diye tashih -sous rature- ederdim)
*
Redaktör Talih Bey!
-Öyle konuşmayacasın, böyle konuşacaksın!" -s.173
*
"Ve mezar açılırsa gök kapanır" -s.74
*
"Mutlak olan benim
İle ilikliyim" -s.75
*
"Hiçbir tesadüf tesadüfi değildir" -s.77
*
"kağıda düşen her şey yerinden edilmiştir ve işte
tüm bunlar bundan sonra sonsuza dek
yer değiştirecek; huzursuzca" -s.80
(çok doğru metonymie tanımı olmuş)
*
"yazarken yazılan olma / avcıyken av olma
antların ... zan altında kalması
köşeye sıkıştırılması
kafa sesinde tekrarlanması
cehaletin zerresine kadar erişememesi
tanrının onu kandırabileceği ihtimali
yazıyla sınanması
hiçbir şey anlamaması" -s.82-83
(çok doğru)
*
"sana zehir olsun bu mürekkep" -s.87
*
"Sonunda, bana, bunu da yaptınız." (Oğuz Atay, s. 97)
*
"Devlet beni bir kişi sanıyor" -s. 100
(evet, maalesef)
*
Ölüm tekrarlanmadığı için sadece anlamlandırandır" -s.106
("signifiant vide, pur signe, irréitérable" diyesim geliyor)
*
"Şiirle biz ancak Tanrı'yı biliriz" (Ceyhun Tuna, s.114)
(Spinoza'ya göre bu kaçıncı tür bilgi oluyordu?)
*
"Bensiz bir Tanrı düşünemiyorum" (T.Uyar mıydı? -s.117)
*
"Şu taşın dili olsa, konuşmazdı" -s.121
"önce ağzından kurtulmalısın" -s.144
*
"babam Tanrı olduğunda" -s.124
*
"en çok geçmişi sil tuşunu seviyorum" -s.126
*
"özdeşliği, onu temsil etmek için terk ederiz" (Novalis, s.132)
*
"Kendimden sıkıldım" -s.133
*
"alt alta yazmak bana iyi gelecek /
Öldü demenin ne çok yolu varmış ah!" -s.137
(evet Aristo'nun "varlık bir çok şekilde söylenebilir"
önermesi gibi)
*
Ölüm ağızlı bir kelime bana şahit oluyor
oyalanıyor benimle" -s.143
(evet, konuşturur)
*
"Bu hikayenin anlatacak hiçbir tarafı yok" .s166
(Gılgamış'tan beri söylenmiş en özlü söz)
*
"Birinde tesadüfen vicdan inşa etmek...
Böyle bir işlevi olabilir mi tüm bu yazılanların? .s.171
(MEB müfredat kitaplarına girmeye aday cümle)
*
"Daha fazla yazsaydım delirecektim" -s.174
(Flaubert'i mi tersine çeviriyor bu dize?)
*
"Levhalar yazarıyım ben" -s.179
(2 defa tekrarlanması 2 adet antlaşma metni
baştaki "Yaz" ile sondaki "Duy"a gönderme yapar gibi...
Mesleğinin reklamcılık olması dışında tabii..)
*
"Nasıl anlatırım içimdeki boş levhayı size.." -s.180
(Hoş geldin: kitabe, sunak -sormuşsun Uyar'a-)
"Bir kitabı, kitabeye çevirmek zorunda olmak! -s. 187
*
Bence iyi çevirmişsin, eline sağlık...
"...haykırmaktan başka? -s.180
*
Haykırmadan yapmışsın:
"felsefeye daha yakın yerlerde dolaşarak" .s.186
"Ancak bu oyunun içine sığdırdığım bir ontoloji olduğunu da yadsıyamam" -s.178
*
"Oldu, o halde, başkasının fiili. Biz kalanların ağzında, başkasının fiili. Sonu." (M.B. -s.190)
(Teşekkürler bu onto-mimetolojik paslaşma için.
Ama ben bu metni ve özellikle de diğer s. 47'dekini yayımladığımı sanmıyorum.
Sence yayımlanma zamanları geldi mi?
Ya da bu "bekleme" uğurlu mu uğursuz mu oldu?)
*
"Yaklaşık 7 yıldır yazdığım bu kitabın..." -s.191
"Yedi yıl uğursuzluktan SONRA
aynasını kırdı o" (F.Ponge, s.120)
*
Gövde-metin ile alt metinler typographique olarak da haberleşiyor...
Belki de senden habersizce...